Notlar Sanat Edebiyat 1 Şiiri - Durdu Şahin

Durdu Şahin
994

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Notlar Sanat Edebiyat 1

'Sanatçı olarak ortaya çıkanların işi büsbütün zor... Tek kişi olduğu halde, bütün insanlığın sorumluluğunu taşımayı iş edindiği için bir kaç kere zor' (s. 32) .

'Yapılan evrensel boğuşmada, edebiyatçının yeri edebiyat alanı, silahı edebiyat eseridir' (s. 39) .

'Bir lisan bir neslin canı öyle istedi diyerek zorla sadeleşmiyor' (s. 43) .

'Halkın konuşma diline girmiş eski kelimeleri, oradan canı istediği anda söküp çıkarmak, kelime uydurucular şurada kalsın, hatta dahilerin bile haddi değildir' (s. 45) .

'Gofki İtalya'dan dönüşte aşağı yukarı; Avrupa'da bugün edebiyat çok ama sahici yazar yok demiş' (s. 53) .

'Şairler, içinde yaşadıkları hayat şartlarının zorunluluğunu anlamalılar' (s. 55) .

'Bugün milli edebiyatların değeri hem son derece artmıştır, hem de dünyadaki fikir, kültür ve sanat alış verişi son derece hızlandığından, yarışma artık milli sınırların dışına çıkmıştır' (s. 55) .

'Bizde yazarların çoğu tarih kullanmayı adet etmemişlerdir. Yazarken kitaba bakmaya üşendiklerinden önemli tarihsel olaylar için bile, yaz ortasında, Eylül başlarında gibi yakışıksız laflarla okurlara karşı düpedüz saygısızlık ederler' (s. 57) .

'Sanatın hangi dalında olursa olsun kolaya kaçanları sevmem, onlara karşı ne acıma ne de saygı duyarım. Hele kendilerine doğal olarak verilmiş olan üstün yeteneğe bakmadan kolaya kaçanlara ayrıca kazarım da...' (s. 58) .

'Tarihte hiçbir haksızlığa, edepsizliğe, canavarlığa, hiçbir dahi, hiçbir dahiler topluluğu, en güçlü despotik kuruluşlar, yeterince kılıf giydirememişlerdir' (s. 67) .

'Halit Ziya'nın dili eskidiği halde, romanı bir bakıma eskimemiştir. Bunun sırrı, sanatçı olarak çıkmasındandır' (s. 71) .

'Güçlü romanlar, getirdikleri tiplerle insanlığı güçlendirip yücelttikleri için baskı sayılan çoğalıp dağıtımları genişledikçe daha önemli, daha etkili oluyorlar' (s. 79) .

'Gerçeğe göz yummamak insanların zor ulaştıkları ileri anlayış sınırlarından biridir' (s. 79) .

'Gerçekler bir kere anlaşılınca yan gelip keyif çatılacak birer tembellik durağı değil, her an didinme isteyen, her an yeniden hak edilerek kazanılan, sorumluluğu gittikçe artan birer ilerilik merhalesidir' (s. 80) .

'Gerçekçi olmadığı halde, kendisini gerçekçi sanmaktaki korkunç yanıltı, insanoğlunun başına gelen en korkunç yanıltılardandır' (s. 86) .

'Büyük eserler, zamanı altedebilmiş büyük romanlar, bir anlamda, gerçeklerini değişmez kılmış (daha doğrusu, eskimez kılabilmiş) ender fenomenlerdir' (s. 88) .

'Yabancılaşmak Batı insanının ruhunda taşıdığı korkunç bir hastalıktır' (s. 99) .

'Bence roman, yaşamaya en çok benzeyen bir sanat koludur. Çünkü gerçek roman hiç bitmez' (s. 99) .

'İki yüz yıldan beri batılılaşma bizde, düşmanlarımızın dilediği üzre işletilmiş, sonunda dünya imparatorluğumuzu batırdıktan başka, bizi, bütün tarihsel deneylerimize rağmen kendi kendimize düşman kesilmiş hale getirmiştir. Bu düşmanlığın en zorlusu bir toplumun kendi tarihini küçümsemesi, ona apaçık düşman kesilmesidir' (s. 100-101) .

'Batı bizden, kendi ölçülerine, bizim hakkımızdaki cehaletine, düşmanlığına, hiç değil küçümsemesine 110) .

'Gerçeğin yalnız bir parçasını söylemek, gerçek üstüne hiçbir şey söylememektir' (s. 112) .

'İnsan gerçeklerini görmezden gelmek, onları faydalar umarak çarpıtmak, ergeç cezası çekilecek bir suçtur. Aynı zamanda düpedüz ahlaksızlıktır da...' (s. 120) .

'Gerçeklerin dış görüntüleriyle yetinmek, gerçeklerden kaçmanın, yani kaytarmanın en sefil biçimidir' (s. 123) .

'Gerçeği bilmeden aramağa çıkamazsınız. Neyi aradığımızı bilmeden neyi arayabiliriz' (s. 124) .

'Hegel: Sanat dış dünyayı anlamaya çalışmak, dış dünyayı anlamaya çalışırken insanın kendisini anlamaya çalışması atılımıdır, diyor' (s. 130) .

'Düzensiz, yasasız sanat olmaz ya, gerçekçi roman hiç olmaz' (s. 141) .

'Batıdan aldıklarımız, kimin öz malıydı ki, bunların bedelini bu kadar ağır ödedik? ' (s. 149) .

'Batılarına kelimesinin içinde, Batılı olmayan bir toplumun, kendisine yabancı bir topluma taklide çabalaması anlamı vardır' (s. 149) .

'Batılaşmaya yöneldiğimizden beri tarihimizi sadece unutmağa çabaladık, onu, haksız yere, bilir bilmez suçladık da... Bu suçlama, bizi, bugünü, yarını anlamakta ve anlatmakta dayanıksız ve yeteneksiz bıraktı' (s. 151) .

'Türk şiiri, Türk hikayesi Batı kalıplarına özenmek, gündeliği yazacağım derken yalınkatlığa düşmek (şapa oturmak) yüzünden sanatçı, hayatımızdaki çok umutlu yerini yitirmiştir' (s. 152) .

'Yaşayan bir toplumda hiçbir yanlışlık sürüp gidemez. Gecikme pahalı ödenir. O kadar...' (s. 160) .

'Derinlemesine bilmediğimiz geçekler kadar çabuk yıktığımız hiçbir şey yoktur' (s. 201) .

'Gerçekten gerçekçi olmadan gerçekten idealist olunamaz. Gerçekler iyice bilinecek ki onlar arasında ideal seçilebilsin' (s. 208) .

'İşe yarar gerçekçiliğin yüzünde inisiyatif, enerji, bilhassa korkmazlık vardır' (s. 215) .

'İnsanı anlamadan da, toplumu anlayan firasetliye şimdiye kadar sanatta hiç rastlanmadı' (s. 227) .

'Ciddi gerçeklerin yakalanması, açıklanması ve okuyucuya ulaştırılması, anlamlan ve kökleri bilgisizlerin keyfine bırakılarak altüst edilmiş bir dille kesinlikle mümkün değildir' (s. 239) .

'Sanat eserinin faydası ömürlülüğü ile ölçülür' (s. 264) .

'Bir sanat tarihi için en büyük tehlike, sadece şekiller ve meseleler tarihi haline gelmesidir. Çünkü sanat eserleri sadece şekiller ve meseleler için meydana getirilmez. Çok daha önemli olarak dünya görüşlerini, yaşama şartlarını, inançlar ve bilinçleri yansıtırlar' (s. 265) .

'Sanatta sahtecilik, azlıkla tem¬belliğimizden, çoklukla bilgisizliğimizden gelir' (s. 270) .

'Her idealizm gerçeği aramaktır' (s. 275) .

'Tarihten kaçmak, namustan, doğruluktan, bilgiden kaçmaktır' (s. 279) .

'Batı, Osmanlı sanatını, bu sanat gerçekten orijinal olduğu için orijinal olmamakla suçlamıştır' (s. 289) .

'Şiirin de asıl çalışmaları yazılmadan öncesindedir' (s. 302) .

'İnsan kendisini nasıl tasarlarsa biraz da öyledir' (s. 321) .

'Bir sanatkar, her eseriyle sanat dünyasını tamamlayamıyorsa, dağılıyor, boşa uğraşıyor demektir' (s. 350) .

'Kavgada silah ödünç verilmez' (s. 364) .

'Yabancıya ölçüsüz hayranlık kölelikten gelir' (s. 364) .

'Şiir, sükun halindeyken duyulan bir heyecandır' (s. 380) .

'Herkesin itimadını kaybeden daha ne kaybetsin' (s. 382) .

'Descartes, okumak, geçen asrın en namuslu insanlanyla yapılan hasbıhaldir diyor' (s. 383) .

'Resim, duyulan değil görülen bir şiirdir' (s. 397) .

'Namusluluk, tek gerçek soyluluktur' (s. 398) .

'Kitaplara saldıranlar, aslında, yalnız kendi hayvanlıklarıyla haklıdırlar' (s. 401)

Kemal Tahir, Notlar Sanat Edebiyat 1,Bağlam Yayınları,Birinci Basım,İstanbul 1989

Durdu Şahin
Kayıt Tarihi : 17.9.2007 15:17:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Durdu Şahin