Hala kulaklarımda çalınıyor, Orson Welles müziği
Gözlerimde canlanıyor, 'Vatandaş Kane' klasiği
"Ben gençliğin ne olduğunu bilirim
Ama sen, yaşlılığı bilmezsin" diyor
Sözcükleri, dudaklarımda mırıldanıyor
Nostaljik kelimeler yüreğimde eriyor
Aslında bu, diplerde çürüyen enkaz sancısı
Geleceği korkutan geçmişin, nostalji acısı
Ne Vivaldi'nin Dört Mevsim konçertosu sarıyor beni
Ne Mozart'ın Saraydan Kız Kaçırma'sı
Ne de Çaykovsky'nin Kuğu Gölü
Loş bir gecede dans ettiğimiz, o sessizlik yaralıyor beni
Masalsı düğünle biten, evliliğimizin ilk gala gecesiydi
Parmaklarımız birbirine kenetli, kelimeler 'sen' heceliydi
Sıkıştırılmış zamanın içinde, bir ah sesin vardı, ah dedirten
Loş ışıklar da söndü haykırışına, o an şeytanın sevinişiydi
Frezya kokulu cumbalı balkondan hatırlıyorum, Sevecen bakışını
Cilalı kaldırım sokak taşlarına dökülürdü güzelliğin
Eros'un oklarını batırırdın yüreğime
Gıksız sabrederdim canımı yakışını
Bir türlü durduramazdım ruhumda
Niagara Çağlayanı gibi gürültülü akışını
Şimdi Uzak Doğu mimarili pagoda çatılı evimin
Bahçesinde oturuyorum
Sen yoksun diye o diyarda, bende yok oldum
Dalımda kuruyorum
Neydi seni benden alan, anıları nostaljik hale sokan
Kendime soruyorum
Yıllardır hala, o müzik ve dansımızla avunup
Her gün ölüyor ve doğuyorum
İsmet Can
Kayıt Tarihi : 23.4.2022 03:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!