Gel zaman –git zaman
Şakayla karışık …
bende çoçukluğumda maniye benzer yazılar yazardım
sevdalandıklarıma
sevdalananlara ara sıra..
çoçukluk..hoşlarına gider…kıkır kıkır gülerlerdi..
bense her şeye rağmen ve hep gülerdim…
malum herkese lakap takılır,benim lakaplarım
eksoz-beşnumara-maki-daltooon-yıldırım-Karaoğlan-yedibela
aslında hep kendi halindeydim..yanlız bir başına…
sevmem cafcafı,şatafatı,cümbür cemaati..gürültü patırtıyı…
yediler mi,yendiler mi…boğazlarında kalsın
hakkımsa,…
haklarıysa,ana sütü gibi helal…
çalışır,çabalarım,kovalar,kazanırım
var ederim yeniden,yoktan…
aldırmam yenilgilere…boşveririm yani,ama
unutmam,unutamam
nedenini.niçinini…inceliklerini ararım
birkaç kez format atsamda..harddisk değil bu
silinemiyor bellekten…beynimden…
ne büyük dünya..,dar değil bre sanada banada
yeterki küçük olma,küçük düşünme, kalk ayağa..!
küçülmede karşında.,karşımda.
ben dostumunda,düşmanımında adam gibi adam
insan olmasını isterim insan…
Severim deli gönlümce,her şeyi,herkesi,her güzeli,her güzelliği
Koparmam,koparamam,dalından,fidanından..
Yaşıyorsam varım,varsın..! olmalısın dedirditirim her zaman
Ve her şeye rağmen olmalıyım,olmalısında..
Ekmek kavgasına devam..
Kavgamız mübarek
Gel zaman-git zaman döndük Şehri İstanbula..
He hey….he hey…
Sakaryadan Kadırgaya…
Kadırgam—flentam..
Anlatmışım açık açık..göstermişim yaramı,yaralıyım
Yaralı aslan apansız olmaz mı…olmaz mı be hey gafil
Bir müdürcük vardı Erol bey…
Kadırga parkının içinde …
çınar diplerinde oturaklı tabure,kanepelerde toplanan
cahil sakallı zevatlara..bilgiç edasıyla tarih dersi verirdi…!
-Neymiş..İnönü zamanında bu memleket insanları
At boklarından pirinç ayıklarmış…ekmekler karneye bağlanırmış…
Ata ve İnönü düşmanına
Bir gün seyrüsefer olduğum anda,O pek muhterem
Cahil sakallı zevatlar yanında
Uzaklardan adım adım gelen bir iç dalga gibi
Dinleyerk…kuvvetini toplamış,olanca hışımıyla kayalara
Kayalara şırrak,şırrak diye vuran dalgalar gibi
-Pek muhterem hocam; O Atatürk ve İnönü olmasaydı
Bugün hayatta olabilir ve konuşabilir miydiniz….deyiverince
Dalgaların gerisin geriye süzülerek çekildiği gibi…
O cahil sakallı zevatların bile can kulağıyla dinliyor
. ve saygılarından sessiz,sedasız kalmaları başkaldırıya dönüşür gibi…
-hocada doğru söylüyor…edalarınıda duyuverince…
Kendisinide yılın öğretmeni seçtiren Müdürcüğümüz süzülüp,kaçıverdi..…
-Ama beni 6 Öğretmen ve son gelen Öğretmen oluşumdan
Hiç duymadığım görev fazlası öğretmen babından.
.burnuda sürtülsün diye..
görevlendirme ile postaladılar…
Kayıt Tarihi : 22.12.2006 00:29:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hasan Ceylan](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/12/22/nostalji-2-3.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!