NOKTÜRN
Viyolonselim ve chanterelle* ile noktürn
1../..
kaç şafaklar indirdim yastığıma
güneşi buyur edip
yıldızları geçirdim
yelkovanı izledim sancılı doğumlarda
ay şahit
kadran şahit
sabahlar borcum olsun gecelere
ben, yollara vurdum beni...
her sokakta
seni aradım
hüzün yağmurları
süzülürken saçlarımdan...
hani o çok sevdiğin saçlarım
savrulurken gecelerde
kokusunu içine çektiğin
tenine her değişinde ürperdiğin
hani dizlerinde uyuturken beni
okşamaya doyamadığın...
her köşe başında
seni aradım
hüzün yağmurları
ıslatırken yüreğimi...
hani o sadece sana ait
seninle yeniden doğan
özleminle kavrulurken
içinde volkanlar patlayan
hani seni sevdiğini
sessizce haykıran yüreğim...
her şehirde
seni aradım
ılık meltemler
değerken tenime...
hani o temasınla titreyen
bakışınla eriyen
kokusunda evrenin
büyülü iksirini bulduğun
hani ateşinle yanan
seni de yakan tenim...
2../..
ah yâr! yârim,
düşlerim yetmiyor artık bana
kelebek dokunuşu olmalı gelişin
ansızın konmalısın avuçlarıma
gözlerime değişin bir kanat çırpışı
sözlerin kulaklarımda bir şarkı
sen dolmalısın odama
coşmalı ruhum seninle
ne varsa hüzünden yana
gelişinle bahar olmalı
ürkekçe ama kadınca
ihtirasla dokunmalıyım sana
düş mü gerçek mi
bilmeden sevmeliyim seni
özlemlerimi yüklemeden
yüreğinde sevişmeliyim
düşlerim yetmiyor artık bana
3../..
sen varsan yokluğuna inat
bir düş düşerse kirpiğime
bilirim ki sende benimlesindir
yasak gecelerin koynunda
karanlığın girdabında
sen uykularda
kokun hala bende oysa
olur ya
benimle buluşursan
o onulmaz düşlerinde
ve bir deli rüzgar
öperse boynundan
ve bir damla yaş
akarsa yüreğine
işte ben oradayım
bir avuç toprak alıp koklamalı yağmuru
üflemeli gecenin mor bulutlarına
ateş olup yakmalı aşka dair ne varsa
ben buradayım ey sevgili
beklerim yarını dünden öte
beklerim aşkını ölümden öte
yeter ki bileyim
benimsin
bendesin
4../..
tutkulu derinlerde yüzen
taze ölüm sesli viyolonselim
derinliğin sonsuz gücü
kristal tenli şiirlerim
noktürnüm, adamım...
dokun bana
baki kalır t(i/e) nimde imzan
efsunlu türkü olur gözlerin
karışır rüzgara kokun
su da ağlar yokluğunda…
RENGİN ALACAATLI
Rengin AlacaatlıKayıt Tarihi : 22.6.2007 21:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaylı çalgılar ailesinin bir sekizli kalın ses veren çalgısı viyolonsel, solo ve eşlik görevlerinde kullanılır. Kısaca Çello da denilen bu çalgının, senfoni orkestrasından başka, üçlü, dörtlü ve beşli yaylı topluluklarında önemli bir yeri vardır. Tenor ve bastaki ezgiler ile daha çok uzun ve ihtiraslı seslendirişler viyolonsele verilir. *Gevaert: 'Melodik bir fikre tercüman olmaya layık olabilecek diğer bütün çalgılardan hiç biri Viyolonsel derecesinde insan sesini çıkaramaz; bunların hiç biri kalbin samimi duygularını onun kadar ifade edemez. Viyolonsel, duyuluş değişikliklerini yapmak görevini hemen hemen yalnız kemana bırakmaz gibidir. Üç türlü insan sesini üstünde toplamıştır: Tenorun; gençliğini, Baritonun; erkeksiliğini ve Basın; tokluğunu. En ince kirişi chanterelle, aşırılıkla söylenmiş duyguların tercümanı olur; acılar, üzüntüler, aşk ile kendinden geçmek gibi. İkinci ve üçüncü kirişler, yumuşaklığa getirici ve sokulgan bir sese maliktirler ki, mutedil duyguları ifade ederler. Dördüncü kiriş, yalnız karanlık ve esrarengiz bir karakterde olan şarkılarda yarar' diyor.
üflemeli gecenin mor bulutlarına '
beğenerek okudum
tebrikler
su da ağlar yokluğunda. Harika.
Sabır yüce gönüllerin işi.Amin Moulof' un deyimiyle 'sonsuzluğu elinde bulunduran için ne önemi var sabrın'.Bu nedenle olgunluk belirtisidir diyebiliyorum.
İçinde bulunduğum halet-i ruhiye nedeniyle olsa gerek özellikle son dizelere takıldım kaldım.Hüzün ve müziksel duyuş beni çekti derinlere.
Yürekten kutluyorum, saygılarımla...
Kutluyorum kaleminizi ve yüreğinizi. Sevgiler yüreğimden yüreğinize.
TÜM YORUMLAR (37)