Birde yıldızlar vardı gökyüzünde
Onlarda şahitti sezsizce gidişine
Birde kokun vardı
Havaya sinen ve ciğerlerime kadar çektiğim o kokun.
Ağlamak erkek işi değil derdi annem
Haklıydı,ağlayamıyordum
Buruktu yüreğim ve boğazım düğümlenmişti
Fakat ağlayamıyordum
Sonra şahidimiz olan bu ayrılığa
Yıldızlarda kayboldu
Geldi kara bulutlar
Benden hesap sordular
Ben anlattım onlar dinledi
Önce gürlediler kızdılar şimşek olup çaktılar
Sonra dayanamadılar ağladılar
Ağladılar sabaha dek
Sen mışıl mışıl uyurken
Ben onlarla ıslandım
Herşey aksi gidiyordu o gün
Sen beni terk edene kadar her şey yolundaydı
Ve sen gittin.
Hayat şimdi başladı
Durgun deniz çıldırdı
Rüzgar poyraz hava ayaz
Geceler hep karanlık ama
Bu gece başka karaydı
Sanki dünya güneş sisteminden kopmuş gibi
alacakaranlıktı bu gece
bir kız kulesinin feneri vardı yanık
tarihe meydan okur gibiydi üsküdar
Sanki depremler oluyordu
Dalgaların vuruşuyla Beşiktaş iskelesinde
Uzun sürmedi yanlızığım bu zifirikaranlıkta
Sen çekip gitmiştin
Umurumda değildiki dünya
Gönlünün padişahı olamadım
Fatih koca istanbulu fethetmişte
ben o tertemiz yüreğine giremedim.
anlamıştım bitti artık bu sevda
dokunuyordu bana
koyuyordu gidişin ama ne fayda
kalbimde bir hançer,beynimde bir kurşun,
damarlarımda zehir,avuçlarımda cam kırıkları
bıraktın giderken.
Gözlerin,gözlerini özledim daha şimdiden
sen hayat çiçeğimdin benim
neydi seni böyle fotosentezden uzaklaştıran
geri döneceğini bilsem
gözyaşlarımla sulardım seni
fakat sen virgülleri sevmezsin
kırmızı gülleri sevdiğin kadar
senin hayat felsefen noktalar.
Kayıt Tarihi : 28.5.2010 20:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!