Zamanı gelmiş keyf-i seyrin
Yağmurlu nisanlar var hüzünlü
Her daim mevsimleri sayar olduk
Keşke bu kadar zor olmasaydı
Yalnızlığın gözü yaşlı mısralarına yenilerini eklemek
Şahsiyetleri kalmamış hiç bir hecenin
Kimlikleri ellerinden alınmış gibi bakıyorlar yüzüme
Halbuki her bir noktasında kalemim vardı
Kimyevi bir aşkın üstüne
Emperyalist sloganlar uyduruyordum
Noktalama işaretlerinin yalnız bıraktığı satırlarda...
Zamanı gelmiş keyf-i seyrin
Hüzzamlı akşamları vardı baharların
Makamsal keyfiyetler yaşanırken sofralarında şehrin
Yoksul gözyaşları damlatırlardı
Yeniden,
Sonra yeniden
Yine ve ya çaresizliğe istinaden
Beyhude karalamaların altında imzası oluverirdi
Yalnız bir bünyenin
"Acaba" dan uzak
Nedensiz ve sorgusuz
Beyninde yepyeni bir kimilikle...
Ve zamanı gelmiş yalnız bir ömür sürmenin
Vedalarda kayıplar yaşamadan
Tek düze ve gülümseyerek
Gülmek için "niye" diye sormadan
Öylesine
Birileri gülünç şeyler yapmış olsun mesela
Böyle bir temenniye bile gülümsersin
Mana aramaktan yorulmaz mı insan?
Gereksiz ağlamalara yanmaz mı?
İki mısra karalar yahut
Bir noktasına dokunur hayatın...
22 NİSAN 2020
KEMALPAŞA/ARTVİN
Kayıt Tarihi : 4.5.2020 06:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!