Nokamin'in Rüyası
salınıyordu silahsız gölgeler çimenlerde
ellerinde kuruyordu kan nehirleri ayyaş ve pelte
her seferinde umuttan aşağıya bırakıyordu yamaçlarını
yaşamak sırrını yalnızca dağlara açan bulutlara özenerek
dağılmış on baba alnıyla susuyordu ağzından Nokamin
aslında yağmur tanesi inceliğinde gülümserdi
yine de yüz bin çocuk annesi kadar temkinliydi elleri
bu böyle daha çabuk geçiyordu böyle daha uykulu
metal trenlerden önce öksüren yaşlı bir bizon da örneğin
çarmıha geriyordu ömrünün yaşlı kalın derisini
baldırlarında iki ağaç saklıyordu Nokamin oysa tekti Tanrı
birinin kederini diğerine yükleyerek sürüyordu sabrını
sınıyordu kendini bir de o arkadaş rüzgarları ve yorgun kısrakları
ekmek ve çöl yiyerek karnından çıkıyordu
tenini aydınlatmadığı için, yakıp dik açılardan geldiği için güneş
bir hayvan barınağını üzerine çekiyordu
ölümün çarşafından açık avuçları sarkmışken dışarıda
pamuk ve şekerden elleriyle kızlar uçuşuyordu ufukta
bir saman kırıntısıyla uzandı atsız kanatsız Nokamin
yuvasından söktüğü gözlerini toprağa sildi bir daha
sonra acı acı gülümsedi cebindeki kum tanelerine
Tanrı tekti ve çok sayıda gidiyorlardı işte Tanrıya
Kemal Sakan
Kemal SakanKayıt Tarihi : 5.7.2006 17:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)