Allahüekber!
Dedi, namaza başladı.
Cami, hoş güzel,
Yapılmış özel.
Bir ilim yuvasında,
Üniversite içinde.
Altıbin mevcut,
Bazen cemaat
Namevcut.
Bir Pazar
Öğle namazı.
Camide bir kişi
Derin bir sessizlikte,
İçinden okuduğu ayetler,
Çok net işitilmekte..
O sessizliği yırtıyor.
Dünya,
Gün ortasında sanki uyuyor.
Camide sürekli ses
Duvardaki pilli saatin tik takları
Görünen hareket,
Hareketli sarkaçları.
Bu sessizliğin derinliğinde
Dünya sanki boşalmış, bomboş.
Bu mekan,
Issız ve loş.
Namaz kılana arkadaş,
Duvardaki o saat.
Tik tak sesleriyle buradayım diyor.
Güzel bir ritimle
Namazın ahengine katılıyor.
İstikrarı hatırlatıyor..
Sanki,
Namazı kılan kişiyle
Namaza katılıyor..
Bu ahengin devamında bir gürültü,
Bir vızıltı! .
Bozdu bu güzel ahengi,
Bozdu! ..
Bu ses çok kötü,
Çok yozdu..
Bu ahenge inat bende varım dedi.
Bu, iri bir kara sinekti..
Camiyi fır döndü.
Her köşesini hızla işgal etti.
O anda
Ahenkli saatin saltanatı söndü
O vızıltı,
Saati kalbinden vurdu.
Sanki saat durdu.
Sarkaç sallanıyor,
Sesi duyulmasa da olur.
Nasıl olsa sinek yorulur.
Uzun sürmedi saltanatı.
Bir yerde durdu.
O anda cami duruldu.
Ahenkli ses tekrar duyuldu.
Yine,
Saat ve insan baş başa.
Sessiz saadet
Koca camı,
Yalnızlıklar ortasında bir mabet.
Bütün ihtişamıyla gösteriyor kendini.
Bütün cihana sergiliyor bedenini..
Uzaklara bağırıyor,
Buradayım,
Gelin! Diyor..
Dıştan müslümanız içten biz neyiz.
Cami yaparız içine girmeyiz.
Minare,
Boynunu gökyüzüne salmış,
Bulutlara meydan okuyor.
Sessizliğinden usanmış.
O da,
Gelin!
Ezan okuyun! Diyor
Diyor ya,
Çoğu zaman,
O camide ezan okunmaz.
Vakit namazı kılınmaz.
İkibinli yıllardayız,
Sokaklar müslüman dolu
Camiler bomboş.
Camilerin bekçisi saatler kalmış.
Saatler gelenleri karşılıyor
Arada bir sineklerde uğruyor.
Ama,
En az insanlar uğruyor.
Camiye
Uzaktan bakarlar.
Gıpta eder, övgüler yağdırırlar.
Kötü laf söyletmezler
Ama! !
İçine girmezler
İbadet etmezler.
Dıştan müslümanız içten biz neyiz.
Cami yaparız içine girmeyiz.
İmam yok.
Müezzin yok.
Cemaat yok.
Ezan yok,
Namaz yok.
Cami çok! ..
Minare çok!
Saat çok
Sinek çok.
Dıştan müslümanız içten biz neyiz.
Cami yaparız içine girmeyiz.
25-30 /10/1998
Kayıt Tarihi : 27.9.2006 11:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İçimizde ikiyüzlülük, dışımızda gösteriş ve çokluk takıntısı vardı.
Allah yeryüzünü sizin için mescit yaptım derken.
Hz. Ömer riya üzerine yapılan ve ihtiyaç olmayan camileri yıktırırken.
Bizler ihlastan, samiyetten ikiyüzlülük içinde yaptıklarımızın içine niye girelim ki?
Allah demiyor mu? Yalan gerçekle sınanır.
Yalan müslümanın yaptıklarını, içi boş gerçekler haykırıyor.
Hey insanlar içinizdeki boşlukları, dışınızdaki süsleri cami yapıp koydunuz.
İşte gerçeğiniz bu....
TÜM YORUMLAR (1)