Kar ocağının közünü, aç gönül kapını geceye.
Dağıt dünden kalan hüznünü, sönmüş küllere.
Bu büyümüdür nedir diye, sakın ha aman deme.
Yalnızlığının sesi küssede, yine de dillendirme.
Bu şehir aç kalmış, her evde bin çığlık var.
Ay ışığıyla oynaşan, titrek ürkek karartılar.
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.