En küçüğümüzden en büyüğümüze kadar hemen hemen herkesin dilinde bir stres sözü almış başını gidiyor. Neredeyse stressiz insan yok gibi. Bazılarına göre de kaçınılmaz bir durum. Olumlu veya olumsuz ama mutlaka hayatımızda stres çok önemli bir yer teşkil etmektedir.
Stres için biraz önce olumlu veya olumsuz ifadesini kullandım. Çünkü stresin bazısı olumlu yönde gelişen heyecanın veya beklentinin doruk noktaya ulaşması halidir ki başta tatlı bir heyecan olan bu durum yine olumsuz bir noktaya varmaktadır.
Her insanın hayatında sınavlar vardır. Zaten hayatın kendisi başlı başına bir sınav değil midir ki? Girdiğimiz bir sınavda sonucun ne olacağını düşünmek heyecandır ve ona göre çalışmak ise güzeldir. Ama o sınavı takıntı haline getirerek heyecan boyutunu aşarak sıkıntı haline getirmek olumsuz bir sonuçtur. Hatta hastalıklara sebebiyettir.
Peki, stresin çözüm yoları yok mudur? Elbette stersin çözüm yolları vardır. Fakat bilmek ayrıdır bu çözüm yolarını, uygulamak ise ayrı.
İnsan hayatını olumsuz yönde etkileyen stresin olumsuz neticelerinden, sebep olduğu alışkanlıklardan ve de hatta hastalıklardan korunmanın yolu çözüm yolarını bilmek ve uygulamaktan geçer.
İnsan hayatındaki pek çok iletişimsizliğin baş sebebi strestir. Sigara, içki vb kötü alışkanlıkların müsebbibi de strestir. Sanki sigara veya içki gerginliği yok edecek bir güçmüş gibi pek çok insan hemen bu tür zararlı alışkanlıkları bir liman gibi görmekte ve hemen oraya sığınmaktadır.
Yatakta saatlerce kıvranıp durmak ve bir türlü uyuyamamak da nitekim stresin sonucu değil midir? Yatakta kıvranıp uyuyamamak deyince aklıma bir fıkra geldi.Fıkra münasebetle anlatılırmış ya.. Ben de bu münasebetle bir fıkra anlatayım burada. Fıkra deyince aklımıza genellikle ya Nasrettin Hoca gelir, ya da Temel…
“ Temel bir gün eve gelir. Yatma vakti gelince eşiyle yatağa girer. Yatağa girer girmesine ama Temel bir türlü uyuyamaz. Kıvranıp durmaktadır Temel. Eşi birkaç kez neden uyumadığını sorsa bile geçiştirici cevaplar verir. Ama uyuyamaz Temel. Eşi en sonunda dayanamaz ve;
-Yeter artık Temel. Niçin uyumaz da dönüp durursun yatakta? Der. Temel Dursun’a elli lira borcunun olduğunu ve Dursun’un da alacağını istediğini ama Temel parası olmadığı için veremediğini düşündüğünden uyuyamadığını söyler. Temel’in eşi kalkar ve pencereyi açarak seslenir Dursun’un eşine:
-Kız Fadime..Diye.
Dursun’un eşinin cevap vermesiyle birlikte Temel’in eşi Dursun’un eşi Fadime’ye;
- Benim Temel’in senin Dursun’a elli lira borcu varmış. Temel o parayı Dursun’a vermeyecek. Diyerek Temel’e döner ve artık Dursun düşünsün parayı nasıl alacağını sen yat uyu der.
Elbette bu bir fıkradır ama her fıkrada bir gerçeklik payı ve bir ders vardır. Yani stres ile kıvranıp durmaktansa çözüm yolu bulup uygulamak ve rahat rahat uyumak gerekir. Elbette bu yegâne çözüm yolu değildir. Başka başka çözüm yolları ile bu kitabımızda NO STRES diyeceğiz ve stressiz bir yaşamın yollarını sunmaya çalışacağız.
Mustafa EROL
Eğitimci- Yazar
Kayıt Tarihi : 5.8.2011 02:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!