Aynı ahşap kapıdan
Taş avluya girerdik
Ayrı evlerde oturur
Birlikte gibi yaşardık
Aynı sevinçleri yaşar
Aynı üzüntüleri paylaşırdık
Hangi ara hangi ara
Çıktın dış kapıdan
Ayrıldın taş avludan
Bensiz be abi
Palu’nun aynı köyünde
Bildiğim sen benden
Bir yıl birkaç ay önce
Halamın üçüncü çocuğu
Olarak doğmuşsun
Aynı beşikte uyutulmuş
Aynı ninniler ile avutulmuş
Aynı tarlanın aynı hayvanların
Mahsulleri ile beslemişler bizi
Hangi ara hangi ara
Büyüdü korkusuz yüreğin
Sığmaz oldu kafesine
Aldın başını gittin de
Girdin halkın kurtuluş mücadelesine
Sen be abi
Zorlu coğrafyada yaşamaya
Kesilmiş onların fermanı
Feodal ağaların ellerinde
Ailelerimizin kalmamış dermanı
Yazın sıcağından
Kışın ayazından
Bizlerde almışız nasibimizi
Daha annelerimizin kucağında
Görmüşüz tarlayı, harmanı
Sapı samanı be abi
Dört mevsim çekerler zorluğu
Çabalarının sonucu karın tokluğu
İkinci kuşak bu gidişe feryat eder
İstekleri değiştirmektir tabi
Bu kısır döngüyü ve yokluğu
Kurtarmaktı geleceği çokluğu
Dersimlidirler bizimkiler
Yüreklerinde özgürlük
Özgürlük meşalesi yakılı
Duramazlar boyun bükülü
Göç yaşarlar birkaç köye
Kafalarında çözüm takılı
Ne yapsalar da değişmez
Maraba dırlar nihayetinde
Bölüşmek zorundadırlar
Emekleri ile ürettiklerini de
Son serüvende yaşanır
Yine yine hep birlikte
Elazığ ilinin merkez köyü
Hüseynik’te
Geçim zorluğu yumruk
Eksilmez etkisi yürekte
Yaşanmıştı hepsi birlikte be abi
Çocukça yaşamak dururken
Şehrin yakınlığı çekmişti bizi
Arnavut taşı döşeli
Kerpiç duvar yığma, kâgir evlerin
Oluşturduğu o dar sokaklara
Oyunlara harcayacağımız zamanda
Simit, su satarken
Ayakkabı boyarken
Bulmuşuz kendimizi
Bu sokaklarda eskitmiş tik
Lastik ayakkabılarımızı
Damlarının saçaklarında
Takılı kalmış seslerimiz
Çocukluğumuzu yaşayamadık
Yoksulluk elimizden çaldı
Oyuncaklar, oyunlar hep
Gözümüzde kaldı be abi
Gözümüzde kalsada bir çok şey
Büyümüştük be abi
Okulluyduk ikimizde
Sen liseli
Ben orta mektepte
Çok zaman yürürdük
Köyden şehre birlikte
Yol boyunca içimizi döker
Umut büyütürdük gelecekte
Yaşamın zorluklarını
Ayaklarımızla çiğner
Harcını oluştururduk be abi
Kavgalarımızda olurdu
Neşeli günlerimizde
Şimdi hatırladım be abi
Simit sattığımız
Günlerin birinde idi
Fırında sıramı almıştın
Dışarıda yoluna durmuş
Yakana yapışmış
Başına bela olmuştum
Seni tanıyan
Sokaktaki bakkal amca
Beni kolumdan tutup
Bir tokat atarak
Uzaklaştırmıştı oradan
“Vurma amca vurma
O benim dayımın oğlu” diye
Beni savunmaya geçmiştin be abi
Aaah be abi! Aaah!
Hangi ara yakanı kurtardın
Belanı başından savdın da
Bensiz yol aldın da ta
Dersim Dağlarına vardın be abi
Halka hizmet etmeyi işyar edindin
Açmamış gonca gülün derdirdin
Uğruna yollara düştüğün o
Halkın içinden çıkan bir muhbirin
İhbarı ile baskın yedin
Bir jandarma kurşunu ile devrildin
Yaşamı yaşatmayı severken
Ölüm gelip seni erkenden buldu
Senden birkaç ay sonra
Yoldaşın İbrahim’i be abi
Bir gece abi bir gece
Ocak ayının ayazı ile
Askerler doldu hanemize
Seni soruyorlardı bize
Diyemezdim ki abimi gelmesini
Bende dört gözle bekliyorum
Söz vermiştik birbirimize be abi
Bir sorgulama düştü o an içimize
Tümden sana doğru yönelmiş
Akıbetinden haberimiz yoktu
Seni dilenen yüreklerimizle
Özgürlükleri dilediğin gibi be abi
Hani son görüşmemizde
Kavli kara etmiştik
Geldiğinde birlikte gidecektik
Gelişin böylemi olacaktı be abi
Gökyüzünden kayan yıldız gibi
Atmosferimizi yırtarcasına
Damları başımıza yıkarcasına
Düştün evimin soğuk
Beton koridoruna
Gelmiştin yatıyordun
Buz gibi yerde
Misafirimiz olmuştun
Getirdikleri gece
Sitemim de olsa
Öfkem de
Ağzımı açıpta
Konuşamamıştım
Seninle bir hece
Diyememiştim
Birlikte yaşadık
Birlikte ölecektik
Niye bensiz gittin be abi
Cansız bedenin ile buluşmuş
Donup kalmıştım öylece
Akmaz olmuştu artık
Kurumuş pınarından
Eseri dahi kalmamıştı
Kefenine damlayan
Gözyaşımdan
O gece ayrılmamıştım
Biran yanı başından
Kanım çekilmişti
Yaşayan canımdan
Bende almıştım
Senin aldığın yaradan
Girmişti zalim kurşun
Yan boşluğumdan
Çıkışını yapmıştı
Omuz arkasından
Donmuştu sızmıyordu
Halk için dökülen kan
Güneş’siz bir sabahtı
Günlerden yirmi dört ocak
Yerler karlı
Yürekler karalar bağlı
Mezar yerini seçtiler
Kara kayadan
Şehitlik dediler
Mezarlığa sonradan
Devrim tarlasına
Bir tohum daha düştü
Yeşererek boy atacak
İnancımız daha güçlü
Unutmadık unutmayacağız
Her nefeste içimizde yaşatacağız
Hedeflerine varmak için yürür olduk
Bil ki yüzdük binleri bulduk
Sen ilklerdendin
Biz sonrası sonrası olduk
Bin dokuz yüz seksende durdurulduk
Karşımızda darbecileri bulduk
Gerçekleştiremedik hedefinizdeki
Milli demokratik devrimi be abi
“Ali Haydar ölmez ağlama bacı
Milyon milyon doğar Ali Haydar’ım”
Diye adına yakılmış
Türküler okundu
Sevdana nice
Nakış dantel dokundu
Doğan çocuklara
İsmin konuldu
Unutulmadın
Unutulmayacaksın be abi
Annenin yası otuz beş yılı sürdü
Mezarının toprağına taşına
Yüzlerce kez yüz sürdü
Nihayet yanında yerini buldu
Sana olan hasreti nihayet dindi be abi
Sırdaşınım kin beslerim
Senin dönemediğin o zamana
Lahnet okurum
Geçen bunca ana
Şimdi dahi kızıyorum sana
Niye gittin bensiz be abi
24 OCAK 08-Mersin
Kayıt Tarihi : 27.8.2009 13:33:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hüseyin Göndük](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/08/27/niye-gittin-bensiz-be-abi-ali-haydar-yildiz-in-anisina.jpg)
şiirin mesajı ve anlatımı net, benim de şiir diyebileceğim bu işte...
sır küpü olmamalı şiir... tebrikler
TÜM YORUMLAR (1)