Nur yüzün gönlümü esir etmişti,
Ne bir iz, ne adres vermedin, niye?
Işığın gözümü görmez etmişti,
Talihe kul edip kayboldun, niye?
Bin çeşit dert ile baş ettim ama,
Biçare kuş gibi düştüm tuzağa,
Acıyıp, göklere salmadınsa da,
Av sayıp heybene atmadın, niye?
Sözüm anlatmaktan aciz kalmışsa,
Gönlümden taşana mağlup olmuşsa,
Gözümün döktüğü kupkuru yaşa
İtibar etmedin, bakmadın, niye?
Demiştin; illa ki karşılaşırız,
Bir ara oturur, hem laflaşırız...
Biz aynı şehirde nefes alırız!
Kara trenlere feryadım niye?
İnternet adresin sahte mi, bilmem,
Yazdığım mektubu aldın mı, bilmem,
Çağ uzay çağı mı, ilk çağ mı bilmem,
Güvercine bile muhtacım, niye?
Gözlerim dört döner, dolanır durur,
İçimde bir özlem, çırpınır durur,
Geçen her dakika yüz kırbaç vurur,
Köşeden karşıma çıkmadın, niye?
Kayıt Tarihi : 2.7.2011 00:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)