Bir hudut çizdi çevreme zaman
Hayattan çok şey öğrendik,
Ölümden de…
Gel/ince bir yoldan yürüyelim
Maviye…
Mum duvara düşürür bir heyula gölgesi
Bir körpe sevda bende tırmanırken yokuşu
Üstüme çığ düşürür gölgenin güçlü sesi
Devlerin vadisini geçmeden anka kuşu
Hümeyra sevgiliyi birlikte bekleyelim
Bağışla beni
Mektup gönderemedim
Mazeretim:
Zarflara sığmıyor kalbim
Dünyayı bilye gibi kaybettik oyunlarda
Say ki aşka düştük
Sanki girdaba düştük.
Başımızda kara sevda
Aşk en güzel bize yakışırdı dünyada
Namlulara yeni bir çağ sürerken esbab
Umutları kurşunlanan çocuklardık
Masallarımızı çalardı haramiler
Çekilirdik darağaçlarına gün bitimlerinde
Hayata ritim tutardık.
Kır kokarken lanetliydik
Kir kokuyorken kentliydik
Bu çağın ezberine lanet okurken yüz suskunluk tanıdım
Yüz çizgilerimdeki o sırrı okuyacaklar diye korkuyorum.
Şimdi bir gri resimdir hayat;
Öylesine yeknasak,
Bir yokluğu adımlıyor kaldırım çocukları
Gözlerini bırakıp vitrinlerde
Olmadık hayallere sarılıyor.
Kâğıt mendil satıyorlar ağabeylere ablalara
Yüzlerinde hayatın kiri
Zifiri/ bir karanlığa yürüyorlar.
Bir çöl gecesinden kopup gelen yıldız gözlerin
Kaşların hattatların kamışından çıkmış sülüs parça
Aşkın bütün kitaplarda altı çizili cümleler
Kar tanem!
Kelebekler kurşun gibi çakılır yerine yağmurlarda
İçimden hasretler geçti.
Nice belâlar, kerbelâlar geçti
Sokaklarımdan önce sonbahar
Sonra hâr geçti
Saatler hasreti vurdu
Göçmen kuşlarla buralardan
Kitap yaprakları arasında kurumuş bir menekşe hüznünü
Bir ikindi yağmuru taşır ülkeme
Ölümün ölmeyen soğuk yüzünü
Asla unutmamalıyım.
Sansürsüz duygulara salıyor beni damda yağmurun sesi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!