Niyazi 11 Şiiri - Nurten Altınok

Nurten Altınok
638

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Niyazi 11

Ambulansın acı siren sesiyle kendine geldi Adem.
Gözlerini açmaktan korktu. El yordamıyla elbiselerini aradı.
_ Kendine geliyor, dedi, karısı.
Panige kapıldı Adem.
_ Nerde pijamalarım yahu, dedi, içinden. İki elinin parmaklarını incir yaprağı biçiminde açıp gizledi yüzünü.
Karısı tekrar, bu sefer daha heyecanlı bir şekilde bağırdı.
_ Uyanıyor uyanıyooor... Kendine geliyoooorr. Çok şükür Allahım!
_ Hay senin...., dedi, içinden. Şükrettiği şeye bak.

İki hastabakıcı yorganı kaldırdı.
_ Sedyeyi getirin, diye, bağırdı iri yarı olanı.
_ Serum takalım mı, dedi, diğeri
_Önce şu deli gömleğini giydirelim de bize saldırmasın, dedi, hemşire kırıtarak.
_ Anneeeee, kolonya nerde? Babamın bileklerini ovalım biraz, belki iyi gelir.
_ Sizden kolonya mı kalır, bittii... Limon getir limon. Limon koklatalım.

Ah! dedi, içinden Adem.
İncir ağacı ne de güzel kokuyordu. Şimdi nereden çıktı bu limon ağacı. Ademle Havva elma yememişler miydi? Yanlış mı hatırlıyordu yoksa. Yüzünü ekşitti. Limon hoşuna gitmedi.
Elmaaa, elmaaa, diye sayıklamaya başladı.
Karısı:
_ Hayatım, elma ekşi mi olsun, tatlı mı? Hangisinden getirelim?


_ Kırmızı olsun dedi Niyazi!

_ Niyazi, ne işin var senin orada. Çık aradan. Bu senaryoda sana yer yok (bu benim sesim)
_Anne, ne konuşuyorsun kendi kendine?
_Onur, sen de çık aradan. Adam öldü ölecek yahu.
_ Hangi adam?
_ Ne bileyim ben! Adamın teki işte. Cennete mi gitmiş napmış.
_ Sana ne peki adamdan?
_ Dur, karıştırma kafamı.
_ Annnnnneeeeeeeeeee İyi misin?


_Siz hemşire misiniz? dedi, Ademin karısa bana dönerek.
_ Yok,dedim. Ben hemşire değilim. Doktorum, doktor.
_ Ne doktoru?
_ Diyetisyen.
Vallahi yalan. Aklıma birden öyle demek geldi işte.
_Aaa, adresinizi veri misin?
_ Niyazi ver şu adresi?
(Niyazide burnunu sokmasa olmaz hiç bir hikayeye)

Niyazi şaşkın. Ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Bana dönerek:
_ Senin ne işin var bu hikayede? Neler karıştırıyorsun yine? Rahat bırak adamı. Bak ne güzel cenneti de bulmuş!
_ Bir biz bulamadık değil mi cenneti be Niyazi?
_ Sen bu kafayla gidersen!
_ Saçmaladın şimdi.
_ Şimdi ben, kime ne kartı vereceğim? Şu senin diyetisyenin, neydi adı, onun kartını mı vereyim?
_ Karıştırma fazla.
_ Ben, bu cennete giden adamı tanıyorum.
_ Hadi canım sen de!
_ Sanki sen tanımıyorsun!
_ Eeee, napalım şimdi?
Oturduğu yerde kendi kendine söylenmeye başladı.
_ Ben gidiyorum. Ne halin varsa gör.
_ Dur, beni bekle.

İri yarı hastabakıcı sinirli sinirli, kendi kendine konuşmaya başladı.
_ Birileri yardım etsin de şu gömleği giydirelim adama. Ellerini açamıyorum.

Kapı çaldı.

Cami imamı belirdi kapıda. Elinde bir kitap. Kuran olmalı.
_ Hasta nerde, hasta? Bir yasin okuyalım bari.

Adem, birden açtı gözlerini.
Konu komşu kim duyduysa toplanmış başına.
Önce yorganı çekti, örttü üstünü başını. Ağzı, damağı kurumuştu. Bir bardak su istedi sonra.

Açın üstünü, dedi, hemşire. Ateşi çok yüksek. Ateşini düşürmemiz lazım.

Niyazi hala patırdanıyor:
_ Size ne adamın ateşinden. Ben neye geldim buraya.

_ Çabuk, soğuk suyla doldurun küveti. Varsa, buz da atın içine. Hemen banyoya sokalım, dedi, biri.

Bir telaş ki evde sormayın. Herkez bir taraflara koşuşturuyor.
Buzlar geldi konu komşudan. Buz gibi suyla dolduruldu küvet. Karga tulumba Ademi atılar içine.

_ Anneeeee, babam elma istiyormuş, diye, seslendi Ademin kızı.

_ Ben de istiyorum.
_ Sana yok Niyazi.
_ Neden durmadan elma istiyor bu adam.
_ Elma hastalığına tutulmuş.
_ O ne demek!
_ Hocaya sor.

Sustu!

Yine bir hinlik peşinde ya. Hadi hayırlısı...

Devam edecek.

16.06.2006

Nurten Altınok
Kayıt Tarihi : 11.8.2006 16:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Suna Doğanay
    Suna Doğanay

    Seza dergisinde de okumuştum Niyazi'yi. İkinci kez yine aynı hazla okudum. Tebrikler Nurten Hanım, sevgilerimle.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Nurten Altınok