Yağmurdan hiç şikayetim olmadı ama
Bir türlü yakıştıramadım şu “beton yığınına” ıslaklığı...
Kapalı bir bahar...
Islak bir şehirle güne bakar.
Tabi hala bir “penceren” varsa...
Çocukluğundan kalma...
Hala çocuksu...
Hep meraklı ve koşar adım...
Pencere,
Bazen okul yolunda, bazen hastalıkta...
Sılayı özler asker ocağında..
Bazen babasını bekleyen masum bir çocuk...
Bazen de yağmura yakışan toprak kokusunu içine çeken bir insan…
“ana rahmi” ne dönüşte diyebilirsin sen tabi bu “pencere” imgesine.
Aşkın simgesine…
Çünkü gurbette sılaya, hastalıkta şifaya âşıktır insan.
Hep bir “umut” edasında...
Pencere,
Hayata açılan en saf mekanındır.
Çünkü bir insan kolay kolay çıkmaz pencerenin önüne
Orada yalnızdır insan, kendiyle baş başa...
Penceredeki saksıya ekersin mutluluğu,
Her gelişinde beslersin umudunu...
Şimdi pencerem yağmura bakar.
Sen ne kadar yakıştıramasanda beton ıslaklığını şehrine...
Yağmurdur pencereye umut katan
Yağmurdur bahara renk,
Toprağa can suyu..
Yağmurdur aşka yol açan...
Ve hala bir umut varsa içinde,
“pencere”den kalma;
Yaşama dair
Ve sımsıcak,
İşte o zaman bu yağmurlar seni ıslatmayacak...
Kayıt Tarihi : 20.10.2022 16:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!