“Yığılıp Kaldığımızda anıların kucağına,
Aralanır yollarımın en kesif sisi
Derinden bir tını gelir kulağıma sevgi tadında,
Hele birisi var ki; öyle birisi:
Üç hece var adında …”
Garip bir ağırlık çöker yıldızlı gecelerime,
Susar bütün sazlar, ölümüne sessizlik!
Bu fırtına öncesi hali midir ne
Ne bizlik, ne sizlik…
Ardından peş peşe zamanın aryası
Gölgelerin dansı yansımış sulara,
Yosunlu taşlara vurmuş mehtabın kızılı
Bu yüzden yüreğim sızılı…
Bu besteyi henüz yazmamışım ben
Özlemlerimi es koymamıştım iki dörtlük,
Bu tarz benim tarzım değil,
Haydi, gülüm ben yazayım sen sil…
Utanma bakarken düşlerimde yüzüme
Titremesin dizlerin ayak izlerimde,
Bırak hıçkırık tutsun sözlerimi
Bakışlarım anlatır nasılsa sana,
Beni bu yağmurlar bu hale koydu
Anlasana…
Nisan bereketlerini de al gelirken
İlk “günaydınım” ol bir sabah erken,
İlk sen gözlerimden süzül günün ilk ışıklarıyla
Gözlerin iki zeytin tanesi,
Bir bardak demli çayı benimle yudumla,
Sonra başını omzuma yasla, öylece kal
Korkma, üşümezsin yağmurlu sabahlarda
Yüreğimi yanına al…
Ben hep ılık meltemlerle eserim saçlarında
İsmin eksik olmaz dudağımdan
Bahar yüzlü sevgiler sunarım sevdama
Biraz hırçın, biraz deli, bir tutam da mor,
Gece düşer hasretin çiğlerle satırlarıma
Şiirler böyle doğuyor…
Ben aşarım sisli yağmurları yine,
Umurumda değil sırılsıklam olmak,
Karanlıktan korktuğumdan sanma
Işığını gözlerimde bırak!
Murat Nail Güney
8 Nisan 2010 İstanbul. Saat:03.45
Kayıt Tarihi : 9.4.2010 05:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevgi ve muhabbetle...+
TÜM YORUMLAR (1)