“Gerçek sandıklarımız,
Koyu kıvamlı düşerdir çoğu zaman,
Bazen de düş görmeyi arzular gönül
Gerçeğin en can alıcı anında…”
Hay Allah!
Şimdi sırası mı bu nihavent şarkının,
Daha yeni rüyaya dalmıştım
Sussana sazım,
Her kes zaten gidiyor dikine
Sana bari geçsin nazım.
Ben gerçekleri sevemedim bu mevsim
Biraz düş görmem lazım…
En az düşlerimde acıyor içim,
En az düş sıcaklarında susuz kalıyorum,
Bana melekleri gönder rüyamda
Şeytanla aram bozuk, ipini salıyorum…
Henüz şeker pembesi bahçelerden
Mor salkımlı üzümleri tatmadım bile,
Delikanlı gibi oyna bu kez felek
Oyunun başında yapma hile!
Nasıl razı geldimse
Elli üç bahar tırmandığım duvarlara,
Sen de bu kez ya fettan gülüşünü göster
Ya da kendine başka oyuncu ara…
Ben Nisan yağmurlarıyla doğan çocuk,
Küsmeyeceğim karabasan yıllara…
Kuyruklu uçurtmalarım saklı tavan aramda,
Bütün ipleri dolaştırıp atmadım.
Yüreğim elimde yaşadım hep hüzünleri bile,
Mutluluk alıp, vefasızlık satmadım.
Kuru dalları da kırmadım
Taze sürgünler veren filizleri de,
Dostları da öğrendik
Dost görünen yüzleri de.
Hayat dediğin nedir gülüm
Bir avuç patlamış mısır tadı,
Gülen ayvaya inat ağlayan nar
Yağmuru beklerken buz gibi kar…
Hangi köprüden geçerken rastladım mutluluğa,
Bu kaçıncı Mecnundan ayrı kaçıncı Leyla?
Efsane istemiyorum anlasana…
Bir yudum sevgi bin ateş söndüren,
Bir nefes hava saf ve duru,
Bir de üzerine Nisan Yağmuru…
Güneşleri de ben doğdururum gözlerimde
Kara kışları da içimde saklarım,
Bari bu rüyam kalmasın yarım…
Sun dudağının
En ateşli kıyısından bade,
Pişmanlık olmayacak ardında
Hüzün ve gözyaşı da,
Ne şekerli ne sade…
Anlasana be gülüm,
Ben hiç bulamadığım diğer yarımı arıyorum
Sevgiliden ziyade.
Bakma sen benim hüzün bulutlarıma
Terk ederim onları zamanla rüzgâra,
Silerim gözyaşlarını ellerimle
Kır çiçekleri toplarım en bakir tepelerde,
Dağınık sessizliğimin kusuruna bakma
Yürek sesin olurum en suskun kaldığında.
Yağmurlar dinmeden ellerini uzat,
Islak kirpiklerinden
Dökülsün avuçlarıma huzur,
Ay ışığını uyandırma bu gece
Yıldızlara aydınlatsın gözbebeklerini,
Sana gönderiyorum bu gece
Evrendeki tüm sevgi kelebeklerini…
Rüyalarına girsin periler de
Uykunun en tatlı yerinde,
Seni bekliyorum kollarım açık
O sahilde,
Sabahın seherinde…
Hızla akan zamana inat
Sen en tatlı uykunla kollarımda yat,
Martı çığlıklarında uğurla eski günü
Dalgalara bırak aksın yorgunluğun,
Hercai menekşeler bile soluyor bak
Yerden göğe hakkın mutluluğu yaşamak…
Murat Nail Güney
6 Nisan 2010 İstanbul. Saat:03.30
Kayıt Tarihi : 7.4.2010 00:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
En ateşli kıyısından bade,
Pişmanlık olmayacak ardında
Hüzün ve gözyaşı da,
Ne şekerli ne sade…
Anlasana be gülüm,
Ben hiç bulamadığım diğer yarımı arıyorum
Sevgiliden ziyade.
Bakma sen benim hüzün bulutlarıma
Terk ederim onları zamanla rüzgâra,
Silerim gözyaşlarını ellerimle
Kır çiçekleri toplarım en bakir tepelerde,
Dağınık sessizliğimin kusuruna bakma
Yürek sesin olurum en suskun kaldığında.
...
bulutlar tasalanırdı bizim için
ağlarlardı için için
şimdi damla yok gözlerinde!
buda benden olsun bu güzel şiire
saygılar
TÜM YORUMLAR (1)