Vurgunları hep gece yarıları yedi suskun yüreğim,
Uykumun en bakir anında
Keskin bir bıçak gibi geldiğinde aklıma,
Kaybolmuş olsan bile gözlerimin nurunda.
Ne ölümler yolumu kesti de almadı beni,
Sessiz gözyaşlarımdan ıslanmış avuçlarımla
Çıkmaya utandığımdan karşına.
Hazır beni savunmasız yakalamışken,
İster ecelim ol gir kanıma,
İster sığınağım ol sar kollarına.
Ben daha son sözümü söylemeden sana,
Aynalar yalan söyler gülüm,
Gözlerime baksana.
En uzak yalnızlıklar bile
Benim kadar küsmedi güllere
Benim gibi nöbet tutmadı ölü aşklara
Gecenin en karanlık koridorlarında,
Hatıralar silinmez içimizden
Gölgeler gibi
Gün ışığına teslim olsa da,
Tek içimlik duman gibi dolmuşum içine
Kalabalıklarda kaybolduğunda,
Demek ki,
Avuçlarını ısıtana kadar lazımdım sana,
Peki, bunu anladım da,
O şiiri neden yazdındı bana?
Herkesin rolü başka Hayat tiyatrosunda
Her perdede başka oyuncular çıkar ortaya,
Aşk en büyük oyuncağımızdır
Maskelerimiz farklı olsa da,
Yürek çığlıklarımızı gizler ışıklar
Alkışlarda.
En büyük sanat,
Sevgiye sadakat oysa
Eni boyu kaç karış dünyanın
Topukların iki karış olsa da…
Dünyayı boğup gözyaşlarınla
Hayat denen oyuna
En daldığın anda,
Yüreğimi teslim etmiştim sana,
Kanattın onu en uzun tırnaklarınla,
Şimdi artık tek başınsın bu sahnede
Özgürlüğüm en büyük oyuncağındı,
Oyuncağın bende kaldı
HATIRLASANA…
Murat Nail Güney
2 Nisan 2010 İstanbul. Saat:06.22
Kayıt Tarihi : 2.4.2010 10:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yine bir Nisan Yağmurunda ıslanacağım.Yine sessiz çığlıklarla dolacağım dünyana...sen gözlerini yumma ama...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!