Üzme can!
Gönül peteğimizden bal olmuşsun, süzme can,
Kaderim sana yazsın, hatam varsa kızma can,
Yüreğim üşüyor, bak! Benden ayrı gezme can;
Halimizi gör gülüm, kaya görse tuz olur,
Varsın bilmesin kimse, nazar değer, göz olur…
Yazma can!
Yüzüne çok yaraşır altın, gümüş hızma can,
Yerden yere vur ama sitem etme, kızma can,
Mektubuna selam yaz, ayrılığı yazma can;
Demir bile ateşte kızarıp bozarıyor,
Sevmek en büyük nimet, hasret neye yarıyor…
Bozma can!
Gönlümüz şifasını sevgi ile alıyor,
Aşktır ömrü uzatan, tabip naçar kalıyor,
Bu büyüyü bozma gel, sabrımız azalıyor;
Sabır değirmeninde ne umutlar öğüttük,
İçimizde sevdayı bebek gibi büyüttük…
Tozma can!
Uzan sar yüreğimi, senden başka kimi var,
Bu dünyada her şeyin, havası, iklimi var,
Mevsim yağmur zamanı, tozmanın mevsimi var;
Kar bile tane-tane düşüyor gökten yere,
Eriyip sel oluyor, doluyor nehir dere…
Üzme can!
Murat bir garip ozan, lafını bilir, bilmez,
Kısmet değilse gülüm, Allah bilir kul bilmez,
Dik durur hep başımız, üzsen, kırsan eğilmez;
Sevene yârin sözü, acı olsa bal gelir,
Sevene zulmedenin başına her hal gelir…
Murat Nail Güney
19 Nisan 2010 İstanbul. Saat: 03.16
Kayıt Tarihi : 24.4.2010 23:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!