İKİNCİ BÖLÜM
Günler, sanki ayların çarkında dönüyormuş gibi Figen'e uzun geliyordu. Dış dünyadaki dönen dolaplardan habersiz olan karnındaki bebek iştahını arttırmış, bir hafta içinde solgun yüzü kanlanıp daha da güzelleşmişti. Günden güne büyüyen karnı yeni giysilerin alınmasını şart kılmıştı. Feride hanım, gebelik kıyafetlerini satın alarak getirdiği akşam Figen'in içine düşen kuşkuyu gözlerine yansıdı:
-Abla bunlara ihtiyacım olacak mı ki? .... diye endişesini dile getirdi. Feride hanım:
-İhtiyacın olacak tabi... şeklinde kesin bir ifade kullandı. Şimdi sen bunları giyip rahat edeceksin. Yarın akşam seni Sedat hocanın yanına götüreceğim. Muayene olacaksın. Öyle sanıyorum ki hocamız bu konuda yarın kararını verecektir. Sen şimdi üstünü değiştir rahat et, sonra yemeğimizi yeriz. Bu gece rahat uyumaya bak. Hocamız seni yarın muayene ederken sağlıklı görünesin.
Feride hanım, ertesi gün akşam üzeri Figen'i muayenehaneye götürüp önce kendi kendi odasına aldı. Sedat hocanın yanına varır varmaz:
-Getirdim, hocam. Kapıya da ''Kapalı'' yazısını astım. İçeriye alayım mı? diye sordu. Sedat hoca:
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,