Şimdi özlem kokulu çiçeklerin koktuğu
şu nisan akşamında
seninle yürümek vardı
diriliş yağmurlarının altında
tedbirsiz atılmalıydık sokaklara
şemsiyemiz yıldızlar olmalıydı
iliklerimize kadar işlemeliydi sevda
birbirimize hasta olmalıydık
her hapşurmada bir “seviyorum”
dökülmeliydi ağzımızdan
dudaklarınla dudaklarımı örtmeliydin ki
bulaşmasın başkasına bu hasta sevda
iki kişilik bir cumhuriyet kurmalıydık
varolan dünyanın bayağılığında
sınırları olmayan,yasakları yasaklayan
sadece nisan ayının yaşandığı bir diyarda
şahitlerimiz de, “evet” diyen de yüreklerimiz olsaydı
gerisi öylesine boş ki...
Şimdi…
her nisan ayında açan tomurcuk
içimde solan bir yaprak demek
nisan yağmurlarıysa
gönlümü yaralayan tane tane mermi...
gittiğinde öğrendim ki…
yağmur sadece gökyüzünden yağmazmış
dirilsen diyorum mazinin toprağından
insan hayali gerçeğin kelepçelerini kıramazmış
nisanda doğup nisanda ölen bir çocuktu bizimkisi
yakışmadı sevdamıza
Nisan’da veda…
(istanbul,08.06.2004-03:45)
Kayıt Tarihi : 8.6.2004 03:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)