Yokluğunu gösteren şeye mi denir Allah
Ve seni kaybedip
İnce meram köyünde tekrar işitmek mi
Suyun ve taşın arkasını bekleyen
Ve ışığı sağılmış bir beyin,
Düşünce yokuşlarında.
Kime düz, kimin sağrısı o?
Yoksa başka yemin mi var ortada?
Kim veriyor bana bu yaşamak bıkkınlığını
Ya ellerimin ayaklara dönmesi?
Başa mı dönüyoruz sayın vekil?
Daha mı eskiye gitmeliyim
Başıma yastık ettiğim
Taşlarından tövbe etmek için
Taa Nasıra'da.
Törpüleyin ellerimi ölüm muştucuları
Daha seveceğim çocuk yüzleri var
Oysa çehrem yaşama her gün veda ediyor
Onu annem bile tanımaz gün gelir
Gün gelir bir arpa boyu hikmet belirmez yazgımda
Ve siz yolculuğumun akranları
Neden bu kadar yabancısınız?
Sizi gördükçe yalnız oluyorum, yoruluyorum
Yamanmış bir kader gibi duruyorum burada
Zorla
Yapayalnız...
Ve biliyorum
Kendi cenazemin ağırlığını çeken yok benden başka
Bela arıyor gözlerim!
Çekin suretinizi karşımdan
Bu sabır onuruma dokunuyor;
Ya yer ile birleşmeliyim
Ya gök ile.
Onu övmeliyim o halde
Ve size hakkınızı teslim etmeliyim
Bana başka çare bırakmadınız
Yalnızlık İsm-i Celal desem
Yeterince övmüş olur muyum onu?
Nedir yoksa
Karın tokluğu ve bir ay zamanı mı
Hür ve yalnız bir yalvaç mı monolog sahibi
Yalnızca kendi tarlasına, kendi buğdayına tebliğ mi
Asıl gitmek mi
Spinoza'nın kovuluşu Sinagog'dan?
Halbuki halim
Er işi bir yalnızlık da değil
Kısırlaşan ve geceye dönen kalbimi
Emanetiniz diye
Yük diye taşıyorum üç beş yıl oldu
Yüz kere, belki bin
Adından mülhim zikir mi o
Aksinden döven kendini
Parçalayan, dağıtan, toplayan...
Hadi yine yumuşat kalbimi
Bizim sabaha karşılarımız vardı sen de hatırla
O ağulu kokuyu burnuma tut
Yıkılan ve yakılmaya meyilli ellerimi de
İncileri sen mi susturdun?
Sen mi sakladın umudu?
Sen ki kendinden başka mesele bırakmayan
Sen ki kabrimi ve muhakkak kalbimi iri taşlarla çeviren değil misin?
İstesen bir maşrık rindini yar kılardın
Ya da toprağıma
Dalından bir Bayezid düşürürdün!
Halbuki leylasızlığımı olsun anlamadın daha
Elden gidiyorum haberin var mı?
Sen daha geceye and içip dur!
Sivrisineğin kanadına,
Kuşluk vaktine.
Halil SürücüKayıt Tarihi : 28.4.2016 15:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!