Nisa Suresi Şiiri - Yorumlar

Osman Erdoğmuş
563

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

NİSA SURESİ

Nisa, kadınlar demektir. Bu sureye bu isim, girişinde ve sonuç bölümünde kadın haklarıyla ilgili bir takım devrim niteliğinde hükümler içerdiği için bu isimle anılmıştır. Bu sure kendisinden önceki Ali İmran suresiyle bir bütünlük arz ediyor. Bazı ayetleri ihtilaflı olmasına rağmen çoğunlukla hicretim dördüncü yılında nazil olmuştur. Uhud savaşı sonrası birtakım problemler çıkmıştır ortaya. 70 sahabe şehit edilmiş, birçok insan dul kalmış ve yetim kalan birçok çocuk var. İşte bu sure geride kalanların miras ve hukukunu düzenler. Yine bu surede eşler arası karşılıklı ilişkiler, eşler arası ahlaki davranışlar ele alınır. Yine bu surede mümin ve münafıkların ilişkileri ele alınır, kafirlerin, münafıkların birtakım özellikleri anlatılır. Feraizle alakalı hükümlerle son bulur.
1. böyle bir giriş, böyle bir konu için gerekliydi. Unutmayın ki, bu sure kadın haklarıyla ilgili hükümler içeriyordu. “Eğer siz kadınla ilgili bir problemi tartışıyorsanız bunu öncelikle insanlık zemininde ele almanız gerekiyor. İşte Kur’an bu manada bir zihniyet devrimi yapıyor. -Ya eyyühennas- Bu hitap ne erkeğe ne de kadınadır. Ey insanlar bu hitap sizedir. Bir yerde kadın sorunu varsa, orada insan sorunu vardır. Kadın problemini ele alacak bu ayetler, insanlık paydasında bir buluşmayı da öngörüyor…kendiniz zulme uğradığınızda insan oluşunuzu, Allah’ın bir kulu oluşunuzu yani Allah’ı hatırlatarak hak talebinde bulunuyorsunuz da niçin kadınları, zayıfları ezmeye kalkıyorsunuz. Çocukları, yetimleri, öksüzleri ezmeye kalkıyorsunuz. “Vel Erham”: erham kadın doğurganlık organı olan rahimden geliyor. Rahimin çoğulu. Rahimde rahmetten geliyor. Bu manada “erham” insanlık bağıdır. Kadın rahmi bu bağın sembolüdür.
2. Aslında birinci ayet bu ikinci ayete giriş için bir zihni hazırlıktı. Bu zihni zemini hazırladıktan sonra Kur’an, şimdi özel bir probleme dikkat çekiyor. O günkü dünyada, savaş sonrasında yetim kalan çocukların mallarına, yakın akrabaları göz koyuyorlardı. Yetime sahip çıkar gibi yapıp malına sahip çıkıyorlardı. İşte bu temel insani problemi ele alan Kur’an iki şeyi birden hatırlatıyor. Hem fiili olarak “onların iyi mallarıyla sizin kötü ve kalitesiz mallarınızı değiştirmeyin” diyor, hem de “değerli olan ahiret saadetinizi, değersiz olan dünya malıyla değiştirmeyin…Problemin bir devamı da onların mallarını mallarınıza katıp yemeyin…Böyle bir ahlak dışı davranışın hükmü ortaya konuyor. Büyük vebal…Bu ayetler sebepsiz yere indirilmiyor. Toplumda bir problem var her toplumda olabileceği gibi. Ayet toplumsal olaylara bigane kalmıyor. Çünkü Allah, insanın mutluluğunu istiyor. Çünkü Allah, hayata müdahildir. Allah toplumsal-sosyal hadiselere ilahi reçeteler sunuyor. Bu ilahi reçetelerin bir görünen yüzü var: ne dediği. Bir de satır araları var, ne demek istediği. Ne demek istediği üzerinde yoğunlaşılırsa Rabbimizin maksadı daha iyi anlaşılacaktır. Burada ne demek istediği açık. Elbette bu, hak ve kukuka riayet, insan vicdanının kabul etmeyeceği bir takım haksız davranışları reddetmek.
3. Günümüzde İslam’ın en çok üzerinde durulduğu konudur. Modern zihinle, tahrif edilmiş zihinlerimizle Kur’an’ı yargılamaya kalkmak aslında insanoğlunun yapabileceği en büyük şaşkınlıktır. Bir kere burada ne yapılmak isteniyor. Bir evlilik dörde mi yükseltilmek isteniyor, yoksa tersi mi? Önce Allah’ın muradını anlayalım. Allah’ın muradı burada evlilik sayısının aşağı çekilmesidir. O dönemde 3-5-7-10 hatta 15 kadınla evli olanlar vardı. Onun için Kur’an bu sayıyı öncelikle aşağıya çekiyor. Ve bu ayet indikten sonra birçok insan 4 ten fazla olan eşlerini boşuyor. İkincisi; yeni bir hüküm geliyor, bir metin geliyor, ilahi bir kelam. Mevcut olguyu değiştiriyor. Vahiy süreci içerisinde meseleyi hallediyor. İçki meselesi gibi. Bir de ikinci bir olgu var. Bu süreç vahyin süreci içerisinde değil de bu süreci taşan bir zaman içerisinde gerçekleşmesi. Kölelik ve çok evlilik buna dahildir. Bu ayette Kur’an 4 evliliği emretmiyor, aksine “adaletli davranamamaktan korkarsanız 1 tanesi ile yetinin” buyurarak tek evliliği tavsiye ediyor.
4. 5. 6. 7. Bu ayet bir devrim niteliğindedir. O güne kadar hiçbir kadın mirastan pay almıyor. O güne kadar tüm miraslar gerek kocaların gerek anne-babasından kalma olsun hepsi erkeklere kalıyordu. Yüzyıllardır bu şekilde böyle uygulanmış bir toplumda bir gün ilahi bir emir geliyor ve diyor ki; “bundan böyle artık mirasa kadınlarda ortak olacaktır”. Bu hareketi o zaman kavrayamayan bazı Medineliler şimdi çocuklara da mı miras bırakacağız, kadınlara da mı miras bırakacağız diyerek hayretlerini açığa vururlar. Tabi bu itiraz sadedinde değil, şaşkınlık sadedinde.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta