Mazhar etmiş mevlamız, envaına nimetin!
Fazla senin demek ki, hak yanında kıymetin.
Eda eyle şükrünü, kopmadan kıyametin!
Cennet olmaz ödülü, şükür’e biganenin!
Zulümat-ı yokluktan, halk eylemiş yaratan!
Kılmamış adiyat’tan, seçmiş almış aradan.
Yapmış arz’a halife, bırakmamış sıradan!
Lütf-u rabbani ile fazladır hissen senin!
Teshir etmiş emrine; âlemleri o Rahman!
Lambası güneş olan, sarayındır şu cihan.
Bahşedilen nimetin, ekserisi bil nihan!
Görmese de gözlerin, hisseder hassen senin.
Şu yeryüzü çarşısı, senin için süslenmiş!
Ayrılmış beşer için,”ins’e aittir” denmiş.
Gelsin diye insana, dört mevsimde nimetler,
Emredilmiş dünyaya; ”hiç durmadan dön” denmiş.
Köle olmuş mevcudat, aciz miskin insan’a!
Hayvan, nebat ve melek, hizmet eder cin sana!
Şükrünü eda etmek, mümkün değil Rahman’a
İrşat için insanı, Cebrail’e “in” denmiş.
İnsan için seçilmiş, suretlerin ahseni!
Ahsen-i takvim üzre, teçhiz etmiş şah seni
Bu kadarla kalmamış, Hak Rahim’in ihsanı.
Burak çekip altına,”lütfum ile bin” denmiş!
Onca varlık içinden, bizi almış muhatap!
Yüz dört adet kitapla, ins’e etmiş hep hitap!
Aklı olan herkese, izah eder son kitap!
Şükür’ün mukabili; ”bir’e on, sevap” denmiş.
Şükür hakka taatir, vede kaçmak günahtan,
Sünnet üzre yaşayıp, salim kalmak her gaftan!
Mümkündür bu tarz ile kurtulmak “eyvah ah’tan”.
“Müstakim yaşamanın, sonucu; cennet” denmiş!
Resmigeçit yapıyor, nimetler birer birer!
O münim-i hakiki, durmadan nimet serer!
Ücretini vermeden, niceler onu derer?
“Nankörce davranışın, sebebi; gaflet” denmiş.
Müdrik oldu duruma, kadir kıymet bilenler!
Yöneldiler kulluğa,”Rabbim Allah” diyenler.
Hamidlerdir elbette, en sonunda gülenler,
“Mutlaka iyi güler, sonunda gülen” denmiş.
Kayıt Tarihi : 25.6.2007 14:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!