tombulca biriydi
ve çok ta şirindi
nilgün öğretmen
cıvıl cıvıldı ve sevecendi
sevinçlerini her bir yana serer
dünyayla bölüşürdü yüreğini
üzüntüleri/ acıları/ hüzünleri
kovardı gittiği yerlerden
o gelince öğretmenler odasına
bahçe de ardına düşer gelirdi/okulun bahçesi
nilgün öğretmenin hep göğsüne bastırıp taşıdığı
kitapları da birer nilgün öğretmendiler
onun gibi topluydular
onun gibi sevgi doluydular
dostluk bulaştırırlar
yürekleri inceltmeye
duyguları yüceltmeye ayarlıydılar.
bir karanfili sunarcasına
bir gülü uzatırcasına
ha bire verirdi onları birilerine
işte öylesine bir nilgün'dü
nilgün öğretmen.
bahçedeydim günlerden bir gün
şirinleri izliyordum / çocukları
düşüyor kalkıyorlardı / şakırdıyorlardı
neleri neleri bölüşüyorlardı
kuşlar gibi ötüşüyorlardı
kuşlar onlar gibi ötüşüyorlardı
ve onlarla oynuyorcasına
uçuşuyorlardı.
okulun bahçesi bir egemkuşağı oluyordu
renkler harmanlanıyordu
dalgalanıyordu
çocukluğum kalkıp / ayaklanıyordu
okulun bahçesi 23 nisan oluyordu
yüreğim habire23 nisan oluyordu
bir küçük kıza
nilgün öğretmen bir şeyler söylüyordu orada
çocuk / elleriyle kollarıyla bedeniyle
bir güzel oyunu oynuyordu
elleri kolları bedeni çocuğun
bahçeyle sarmaş dolaş oluyordu
kuşlarla sarmaş dolaş oluyordu
renklerle sarmaş dolaş oluyordu
çocuk anlatıyordu nilgün öğretmene
ha bire her bir yerleriyle
o anlatırken ha bire
bahçeye daha çok oyun katılıyordu
kuşlara daha çok kuşlar katılıyordu
renklere cümbüşler katılıyordu
ne oldu bilemedim / bilmez olaydım
ne olduysa olmaz, olmaz olaydı
ahh, görmez görmez olaydım
nilgün öğretmenin bir eli havaya kalktı
nilgün öğretmenin havaya kalkan eli
havaya kalkarken
nilgün öğretmeni orada bıraktı
kızın yüzüne bir tokat attı
nilgün öğretmenin yüzü de
o şişman sevimli bedeni de
bıraktı gittiler nilgün öğretmeni
nilgün öğretmen bir daha hiç
nilgün öğretnen olamadı neyazık
kız önümden geçti
başı eğikti yana / belli çok ağırdı
ayakları gitmiyordu / çok ağırdı
elleri çok ağırdı
yaşlar yuvarlanıyordu gözlerinden
yüreği çok ağırdı belli yavrucağın
o kız değil gözyaşları ağlıyordu ha bire
göz yaşları çooook ağırdı
bahçe sustu
kuşlar uçtu
egemkuşağı gitti
renkler soldu
kocaman çınar ağacından
bir yaprak
bir o yana bir bu yana salınarak
bir taşın üstüne düştü.
benim ellerim üşüdü.
nedense gelmedi bir daha nilgün öğretmen
öğretmenler odasına
biri var
ona benzetiyorum
kitapları da var ama
o günden sonra okulda
ben hep yalnız kaldım
nisan 02
Kayıt Tarihi : 14.9.2002 16:28:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Fikri Coşkun](https://www.antoloji.com/i/siir/2002/09/14/nilgun-ogretmen.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!