Ne çöllerin kavuran sıcaklığı
Ne de Fırat'ın suyunda boğulan barış
Mazlumun yakasından düşmeyen zulüm
Acı bir feryat gibi âlemi kuşatırken
Nil'in suskunluğu kahrediyor beni.
Ne yeşeren toprak var
Ne solungaçlara giden oksijen
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Sanki dönenin aksi yönünde dönmek gibi..Rüzgar gülünü kırmak gibi....Yüreğimizdeki kırbaç izlerininin çığlıklarını unuttuğumuz bir sevda şarkısını dinlemek gibi...Sanki yeşil bir vadide rüzgarla oynaşmak gibi..Uğultusumu, boşverin kulaklarınızı kapayın..Hatta gözlerinizi....Hepsi hizmet veriyor kimse görmeden.....
Kutluyorum..çok güzeldi....
Biz petrolden, toptan tüfekten yoksunken ve bir bağımsızlık savaşının içerisinde kurtuluş mücadelesi içerisinde, Avrupanın dışında tüm dünyaya örnek olurken; kuyumuzu kazan araplar ve yandaşları ortadoğu halkı da acaba kahroluyor muydu? Çok merak ediyorum doğrusu... Ama Ahmet bey, bunları yazdığıma bakmayın; ben asıl, emperyalizmin bu kadar fütursuzluğuna kahroluyorum ve bu düşüncede olan tüm ülke ve insanlara 'lenet olsun diyorum.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta