1959 Aydın doğumluyum. İlk,orta,liseyi aynı ilde, üniversiteyi 1984'te Diyarbakır'da (Dicle Ünv. Eğitim Fak. Fransızca Öğretmenliği) bitirdim. Kamuda orta düzey yönetici olarak çalışıyorum.Seyahat etmek, yazı/şiir yazmak, okumak hobilerim arasındadır.Şu an İstanbul'da yaşıyorum.
Kasım aylarında
Akşamüstüleri saat altı buçukta,
Selanik’e doğru batar gün buradan.
Bir koyu ihtişam kalkar ayağa…
Koca bir liman durur.
Altın kabzeli bir deli güneş
Acıların boynu büküktür,
Hep yalnız yaşanırlar.
Her gün bir köşeye sığınır ruhun
Paramparçadır…
Atsan karanlığa kederini,
Her şeyiyle özgün, bir daha yaşanmasa da olur.
Öyle bir öykü ki, bir daha okunmasa da olur.
Sarı bahardır o, elbet bizde de durur,
Sesinin en ince teline sakla beni.
BİR YAĞMUR YAĞSIN İSTEDİM
Bir yağmur yağsın istedim
Saçımı, yüzümü, gözümü yıkasın.
Yasemin kokan şoseli sokaklarda yürürken
Toprak kokulu derelerden geçeyim ellerim cebimde.
Düşüne düşüne yazmaya kalktım
Bu siiri.
Ama ne?..
Şiştim de şiştim.
Koca bir gün
Penceremden bir martı geçti...
Yine umutsuz bir şafak bu söken.
Yeni doğacak güneş,
Sarı benizli gökyüzü,
Son yıldızları söndüren bulutlar,
Hiç kimsenin.
Bu şehrin haritasıydı yüzün
Gözlerin Agora, Pagos’un kuzey yamacında.
Burnun bir patikaydı kalenin ardında…
kaybolurduk.
Selvi ağaçlarını sayamazdık, ay karanlık
Gün ışığı, penceresinden girince trenin
Kırpıştırdığın gözlerini seveyim senin
Her sabah her sabah, ne zor bu yolculuk
En masumusun aramızdakilerin.
O ZAMAN GEL
Yine böyle bir akşamüstü,
Kan kırmızı gün, taptaze sürgünler verirken,
Yine gel bize.
Gir, sessizce gir,
SADIK DERDİM
O nasıl edaydı yine, nasıl bir endamdı
Seni de binbir alev renkli gurup mu yaktı?
Dönmez artık beklenen, aşan günde kaldı saklı
Kıyısında sızdığın yer artık avare bir gönül tahtı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!