24 Aralık bizim için çok önemli, önemli olduğu kadar da hüzünlü bir hadisenin yıl dönümüydü.
İnsanlık adına insanlıktan utanılacak kadar, dünyada eşi ve benzeri olmayan, dünya durdukça o hadiseden daha onursuz, daha haysiyetsiz, daha kişiliksiz bir olayın yaşanmayacağı bir hadisenin yıldönümü.
Yıl 1963. 24 Aralık’ı 25 Aralık’a bağlayan gece. Hıristiyan inanışına göre Hz.İsa’nın doğum günü, yani Noel. Hıristiyanlar o gece, bu Noel’i kutlayacaklar; ama nasıl?
Noeller en iyi şekilde nasıl kutlanır?
Türkleri katletmekle, kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden masum insanları kurşuna dizmekle. İşte o gün dünya durdukça hiçbir tarihin bu kadar onursuzca, bu kadar canavarca işlenmiş bir katliamı yazamayacağı bir katliam yapılıyor. Hiçbir insanın, hatta hatta hiçbir hayvanın yapamayacağı insanî ve merhamet duygularından uzak, hayasızca ve alçakça bir katliam yapılıyor.
Bu katliamı, bu katliamı yaşayan bir sabır timsali insandan, bir doktor babadan, bir paşadan dinleyelim.
***
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta