Bedenimi çürüttüm kederimden
On beşinde vuruldum ciğerimden
Azgın bir rüzgar gibi ellerimden
Ah gençliğimi uçurdu bu şehir
Büyüme çocuk, kırılır kolun kanadın
Kelebekler gibi uçamazsın
Ellerinden kayar uçurtmaların
Salıncaklarda rüzgar bulamazsın
Çakılır ayakların bir Ferhat dağında
O kadar çok yürüdüm ki
Bitmedi dehlizleri bu yolculuğun
Öylesine yorgunum ki
Nereye gittiğimi
Beni nereye süreceğini kaderimin
Bilmiyorum
Sevgili bahar
Bir insan nasıl bekler sevdiğini
Hele bir de gelmek üzereyse beklenen
Dayanılır mı bitmek tükenmek bilmeyen
İnatçı zamanın son demlerine
Ah bir ben bilirim nasıl asırlaştığını
Günahtan huzur devşirdik
Haramdan bereket
Ölüm kapımızda bir dilenci gibi beklerken
Hayata kapılacak kadar ölümü
Yalana aldanacak kadar gerçeğimi
Başkalarını hesaplayacak kadar kendimi
Unutabilirim
Fakat gözlerini hatırlamayacak kadar seni unutamam
Yoksun kafesinde yine
Kim alıp götürdü seni
Dalgalı denizin sahiline
Ne işin var ağaçların gölgesinde
Rüzgarda savrulan yaprakla
Korkusuz gecenin bu saatinde
Nigeh-zehrinle beni Mecnûn ettin cânâ
Ahûvan gibi saydını düşürüp beyâbâna
La’lünden dökülse bir katre sohen-i bâlâ
Aram-hâl etse bu dil-i pejmürde u tâlânı
N’ola ey gül-i rânâ duysan şu bülbül-ü nâlânı
Ya neşve-i câm-ı kader ya kader-i câm-ı keder
Nûş etsek yed-i kudretinden zehr-âbı ne fark eder
Ne yana dönsem kıble-i reh-güzârım sana çıkar
Âh-ı gulgule-i dûzah olsan günâhım pâk eder
Yaz..
Olay yeri: merhametin terk edilmiş kıyıları..
Adı: İnsanlık.
Baba: Suriye’de vuruldu.
Anne: Irak’ta yoruldu.
Hayalleri: Az önce boğuldu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!