Zorunlu olarak, Türkiye de okulu bırakıp İsviçre’ye ailemin yanına yerleştim ama okuma hevesimi de yanımda getirmiştim..Okumaya hiç ara vermedim. Gençlik çağıma gelip de benliğimi bulduğumda, emekçi olmanın da verdiği bilinçten ötürü sola sempati duymaya başladım. Her sola sempati duyan genç gibi bende Nihat Behram’ın Dar ağacında Üç fidan, Ser verip de sır vermeyen Yiğit kitaplarını aldım. Bu kitapları okudukça sola daha çok sempati duydum. Yerimin de sol da olduğunu anladım. Bu arada Nihat Behram’a da sempati duymaya başladım. Yazdığı kitaplarında ki konulardan ve çektiği işkencelere ve acılara karşı dik duruşuna.
Kim böyle bir yiğit yüreğe, korkusuz kaleme sempati duymazdı, sola sempati duyarda.Kendisi de kitaplarında anlattığı o yiğitler kadar yiğitti ve korkusuzdu. Çünkü halkına sevdalıydı.. Halkı için yazıyor, halkı için mücadele veriyordu.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Ülkemin bu ak yürekli insanları ile tanış olmamız kagamızda omuz omuza oluşumuzdandı. Yıllarca korumaya çalıştığım bu tablonun Sevgili Nihat Behramı da mutlu etmesi beni çok sevindirdi.'7 Haziran 2008 de başlayan şiir turnemizde Artvin'den başlayan seyahattimiz Ardahan da ve Doğubayazıt'ta devam etti.!0 kişi ile başladık turneye ve 10 vilayet gezdik şiir götürdük yürek alıp geldik oralardan.
Kars'a geldiğimizde ilk aklımıza gelen Behram kardeşler oldu.Ne güzel anlatmışsın Kars'ın bize armağanını .
Kalemin ve tüm dostlarımızın kalemleri susmasın.
Sağlam 'militan şair' Nihat Behram'ı onun adına bir şiirinizle köşenize taşımanız güzeldi.
Teşekkürler sevgili Yusuf Ter , yüreğinize sağlık ..
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta