Hangimiz kendimiziz?
Hangimiz gerçeğiz?
Hangimiz kendi gerçeğinin farkında?
İnsanlar; İşkenceler, Katliamlar, Savaşlar.
İnsanlar; Hile, Dalavere, Sahtekarlık.
Yüreğimin çocuğu yabanıl düşüncelerimi konuşur
Bağrım Gazze’de yanan çocuklar ile tutuşur
Dudağım şehit kanlarıyla ıslanır
Dimağımdaki fotoğrafta kan kokusu,
Tembel bir kış güneşi vardır
Isıtır içimizi iliklerimize kadar
Mor dağlar vardır
Yanık bir sevda türküsünü anlatır
Menekşeler vardır
Şafağı türkülerle karşıladık hep biz seninle,
Alaca karanlıklar umutları söndürmedi hiç,
Uzun bir sevda da yitirilmiş tutkulara benziyor,
Yaşadıklarımız,
Hüznü ve acıları hiç tanımazdık...
Bir kelebek ömrü,
Hayat dediğimiz şey..!
Ve bir ceyiz kadar kutsal..!
Tek bir gün, tek bir gecede olsa,
Bir bir nakşedilmiş kanatlarına,
Ufuksuz bir gün daha,
Yitip gidiyor kırlangıç zamanlar,
Hüzün; bir martı gibi,
dalıyor yüreğime..!
Ahşap iskelede;
Ağlarını toplayan balıkçılar,
Bilirmisin,
Öğlen güneşinde kararan
Böğürtlen çileklerini,
Dokundukça,
Ellerini,
Yüzünü,
Bir Nisan ilkindisi,
Zümrüt yeşili Boğaz içinde,
Yamaçtaki bir balık lokantasındayız,
Bir bahar sağanağının melankolik seslenişi,
Bize aşkı yeniden öğretiyor! ....
Günü aydınlık isterim hep,
Sevinçleri yeniden örmek için..!
Islık çalıp yürüdüğümüz yollar hey,
Bir de; aydınlık yüzleri,
parıldayan gözleri
Oysa karanlıklar kaplıyor aydınlıkları..!
Bekçi kulübelerinde uyku saatleri,
Buharlaşmış çorbacı camları,
Ulu avluda kumrular,
Caddelerde tek tük insanlar,
Mahmur gözlerde umarsız bakışlar,
Akşamdan kalma özlemler hala sarhoş,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!