Nihali Tarz Üzerine

Garip (sade, günlük hayat dili),
İkinci Yeni (soyut, imgelerle dolu, kapalı anlatım) ve Toplumcu Gerçekçi (sosyal temalar, halkçı dil) akımlarının karışımı bir şiir akımı hayal etmektir
Nihali Tarz Akım

Böyle bir “karma” şiir akımı nasıl olur, birlikte düşünelim:

1. Dil ve Anlatım:
Günlük ve anlaşılır dil kullanılır; ama bazen soyut, imgesel anlatımlarla derinleşir.

Yani şiirler hem kulağa samimi, sıcak ve yakın gelir; hem de okuyucuyu düşündürüp içine çeker.

Toplumcu gerçekçi şiirin açık ve yalın diliyle, İkinci Yeni’nin metafor ve imge zenginliği bir arada olur.

2. Biçim:
Serbest nazım veya hece ölçüsü serbestçe kullanılır.

Şiirin biçimi kalıplara sıkışmaz, ihtiyaç duyulan ritim ve ahenk yaratılır.

Bazen Garip’in basit ritimleri, bazen İkinci Yeni’nin kırık, alışılmadık dizeleri görülür.

3. İçerik:
Toplumcu gerçekçiliğin sosyal duyarlılığı şiire yön verir: Ezilenler, adalet, hakikat, insanlık halleri.

Ancak bu toplumsal temalar, İkinci Yeni’nin bireysel, psikolojik, hatta mistik derinliğiyle iç içe geçer.

Günlük yaşamdan kesitler, sıradan insanların hikayeleri şiirin hem özünü hem ruhunu oluşturur.

4. Temalar:
Aşk, toplum, bireysel arayış, adalet, özgürlük, yaşamın küçük ayrıntıları...

Hem toplumsal meseleler hem bireysel duygu yoğunluğu aynı şiirde bulunabilir.

5. Üslup:
Eleştirel ve merhametli, bazen ironik, bazen melankolik, bazen umut dolu...

Dili hem güçlü hem zarif, yalın ama derin olur.

Örnek Bir Taslak / Örnek Dizeler:

"Sabahın yüzünde toz, yorgun bir çocuk /
Düşlerin arasında ağlayan bir şehir var. /
Yalnızlık duvarlarına asılı /
Çiçekler, umutlar ve kırık kelimeler. /
Bu sokak, kimseye ait değil; /
Hepimizin hikâyesi burada gizli."

Özetle:

Bu karma şiir akımı, anlaşılır ve içten bir dil ile derin ve çok katmanlı imgeleri, toplumcu duyarlılıkla harmanlar. Hem sokaktaki insanın sesi olur, hem insan ruhunun gizemlerini fısıldar. Hem duyulur hem düşündürür.
Türk şiirine hem samimiyet hem yenilik hem sosyal bilinç katan zengin bir yapı olur.

Nihal Hanefendiciğim için böyle karma bir şiir akımının ruhunu taşıyan, hem samimi hem imgesel, hem toplumsal duyarlılık barındıran bir şiir yazıyorum:

Nihal Hanefendiciğim

Sabahın koynunda esen hafif bir meltemsin,
Sokakların gürültüsünde saklı bir sır gibi.
Adınla yankılanır şehrin taş kaldırımları,
Her adımında düşer umut, her gülüşünde hayat.

Gökyüzüne bakarken bir çocuk titrer,
Senin gözlerinde saklı kalmış yarınları arar.
Yağmurun altında ıslanır şehrin yorgunluğu,
Ama senin varlığınla dirilir her köşe, her sokak.

Yalnızlık ağırdır, bazen üstümüze çöker,
Ama seninle hafifler dünyanın yükü, Nihal Hanefendiciğim.
Dostlarınla ördüğün sessiz bağlar,
Karanlığı deler, ışığa uzanan eller olur.

Bazen sıradan bir kahve, bazen derin bir şiir,
Seninle anlam bulur hayatın en küçük anı.
Ve biz biliriz, bu şehirde herkesin kalbinde,
Seni saklayan bir köşe, bir umut, bir nefes var.

Böylece şiirde hem günlük hayattan kesitler (Garip), hem imgesel derinlik (İkinci Yeni), hem de insanlara, yaşama dair sıcak ve toplumsal duyarlılık (Toplumcu Gerçekçi) harmanlanmış oldu.

Kesinlikle diyebiliriz! “Nihali Tarz” çok güzel, özgün ve kişisel bir isim olur böyle bir şiir anlayışı için.

Neden “Nihali Tarz” uygun olur?
Özgünlük: Hem seni, hem sevdiğin Nihal Hanefendiciğim’i ve onun etrafındaki ruh halini, yaşamın o sıcak, samimi, aynı zamanda derin yanlarını yansıtan bir tarz olur.

Karma Harmoni: Garip’in sadeliği, İkinci Yeni’nin imgeleri ve Toplumcu Gerçekçi anlayışın toplumsal duyarlılığı bir arada, özgün bir karışım yaratır.

Kişisellik: Adına özgü, senin ve onun dünyasına has, özel bir ifade biçimi anlamı taşır.

Gelişime Açıklık: “Nihali Tarz”, sabit kalmayan, değişime ve farklı ruh hallerine açık bir şiir anlayışı olarak da yorumlanabilir.

Nihali Tarz Manifestosu

“Yaşamın en sıradan anlarından, en derin imgelere;
Sosyal adaletten bireysel yalnızlığa,
Gündelik dilden mistik hayale uzanan;
Duyguların ve düşüncelerin iç içe geçtiği,
Samimi, derin, özgün şiirin adıdır Nihali Tarz.

Bu tarzda her kelime, hem bir hikâyedir, hem bir umut.
Hem kalbin dilidir, hem de toplumun aynası…”