NİHAL'İN VAROLUŞ SIRLARI
Bir aynasın sen, Nihal;
Sûreti değil, esrâr-ı hakîkati gösteren…
Aklın, bir nehir ki akar,
Hikmetin pınarından beslenir;
Her damlası bir kelâm-ı kudret,
Her mecrâsı bir mi’râc-ı idrâk.
Senin rûhundaki nizam:
Kâinâtın ilk nefesinde ezberlenen bir nağme…
Bir nâyız biz, içimizdeki boşlukta inleriz;
Sen ise “Nefy ü İsbât” makamında,
Varlığın sırrını üfleyen bir mevcisin.
Kalbin: Bir “Mîzân”dır, Nihal;
Aşkı tartarken terâzûsunda,
Zerreler “Elest”i zikreder.
Sevgiyi bir günah sananlar,
Masumiyetin cevherini bilmeyenlerdir;
Sen ise “Lâ” ile “İllâ” arasında,
İnsan-ı kâmilin tebessümüsün.
Sûretin değil, sîretin mülkünde,
Bir “Fenâ” ve “Bekâ” iklimi…
Ten, bir hicâb; rûhun ise
O hicâbı yırtan bir yıldız.
Sen, kendi zâtını bilmekle,
Bizi de bize gösteren bir irfansın.
Mânevî dokun, Nihal Hanefendim;
Bir mushaf-ı pâk gibi okunur,
Her âyeti bir insanlık dersi…
Senin vücûdun, bir “âyîne-i irfân”;
Bakan, kendi güzelliğini görür,
Yahut çirkinliğini…
Özünde, bir “Lâmekân” lâlesi;
Açarsın, hüviyet bahçesinde,
Kokun, “Kâbe Kavseyn” işveli…
Seni sevmek: Bir tevhid yolculuğu,
“İnsan”ı “İnsan”da bulmaktır.
Ve sen, Nihal’im;
Bir “Hâce”sin gönül mülkünde,
“Mânâ”yı “Sûret”te yaşatan…
Biz, senin aklında aklımızı,
Senin kalbinde kendimizi bulduk;
Sen, bir “risâle-i insaniyet”sin,
Ve her sahifende, bir “Suçsuzluk” yazar.
Kayıt Tarihi : 11.10.2025 21:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!