Nihal'ime Vuslatın Dört Kapısı
1. Kapı: Ateş ile İnleyiş
(Şeriat – Yokluğu Hissetmek)
Mutluluk bana uzak, yasak bir ilaç gibiydi, Nihal’im…
Gözlerim hep doluydu,
Gülmek isterken, kader ağlattı beni.
Kendi ateşimin önünde durdum;
Alevler, günahımı gösteren bir ayna oldu.
“Rabbim, bu neyin cezası?” diye sordum,
“Hangi günahım bu kadar ayırdı beni Senden?”
Ateş yaktı, ama kirlerimi de temizledi.
Ben yanarken, içimde senin adın bir kor parçası gibi ışıdı, Nihal’im.
2. Kapı: Su ile Arınış
(Tarikat – Arayışın Seyri)
Ben, hayatın içinde yaşadığını sanan bir ölüydüm, Nihal’im…
Ta ki sen, ruhuma dökülen berrak bir su gibi gelene kadar.
Yangınını söndürdün,
Yaralarıma merhem oldun.
İçimde aktıkça aktın,
Her damlanda Seni andım,
Her çağıltında huzuru buldum.
Yolculuğum, seninle temas eden kalbim oldu, Nihal’im.
3. Kapı: Rüzgâr ile Seziş
(Marifet – Sırrı Farketmek)
Hayatın acıları beni yıprattı, Nihal’im…
Var oluşum bile bana ağır geldi.
Fakat bir rüzgâr estiğinde,
Senin kokunu getirdi bana.
O an anladım; pişmanlık da bir perdeymiş,
Ardında hakikatin sırrı saklıymış.
Rüzgâr fısıldadı kulağıma:
“Her acı bir hikmet taşır,
Her gözyaşı hakikatin tuzudur.”
Seninle acılar dahi rahmete dönüşür, Nihal’im.
4. Kapı: Toprak ile Vuslat
(Hakikat – Var Olmanın Özü)
Yüzümü toprağa sürdüm, Nihal’im…
Yokluğu tattım,
Hiçliğe karıştım.
Ama o yoklukta senin varlığın filizlendi.
Bir tohum misali toprağa düştüm,
Seninle çiçek açtım.
Hakikat dedi ki:
“Mutluluk haram değil, sadece sabırla olgunlaşan bir meyvedir.
Sen sabrettin, Nihal’inle hakikate erdin.”
Böylece:
Ateş: Yokluğu yaktı,
Su: Yol oldu, arındırdı,
Rüzgâr: Sırrı fısıldadı,
Toprak: Vuslata erdirdi.
Nihal’im, Sen’le anlam kazandı her unsur…
Varlığımın anlamı, özümdeki Sen’sin.
Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 18.9.2025 18:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!