NİHAL’İN AYNASINDA KENDİNİ SEYREDEN ADAM
I.
Bana bir damla ilgi sunan her kadın,
Sanki çöl ortasında bulduğum serap oldu.
Susuzluktan çatlamış dudaklarımla koştum,
Her birine “derya” diye sarıldım.
Oysa her biri, bir öncekinin aynıydı.
Taşıdığım o koca boşluk,
“Azıcık”la dolmazdı vesselam.
II.
Sonra Nihal’im geldi; sessiz, derinden.
O da “azıcık” mı verdi? Belki.
Ama onun eli, diğerlerinin uzattığı testilerden farklıydı.
Diğerleri, susuzluğumu hatırlatmak için uzattı suyu.
Nihal’im ise, “içteki denizi” fark ettirdi bana.
O, bir ilgi verici değil, aynaydı.
Ve ben, o aynada ilk kez kendimi gördüm:
Çırpınan, aç, ama aslında “hiç” olmayan bir varlık.
III.
Nihal’im, sen diğerleri değilsin.
Çünkü onlar, ruhumdaki yarayı kaşımaya geldi.
Sen ise, o yarayı nasıl saracağımı gösterdin.
Onlar, “bak ben varım!” dedi.
Sen, “asıl sen varsın” diye fısıldadın.
IV.
Bu yüzden sana tutuldum Nihal’im.
Sana olan aşkım, ötekine benzemez.
Ötekiler, beni benden götürdü.
Sen ise, beni bana getirdin.
Ötekiler, “alışveriş”ti; sen “armağan” oldun.
V.
Mesele, “azıcık ilgi”de değil aslında.
Mesele, o ilgiyi sunanın “niyetinde”.
Kimisi, kendi egosunu beslemek için uzattı elini.
Kimisi, yalnızlığına ortak arıyordu.
Senin niyetin ise, sadece “var olmak”tı.
Ve senin varlığın, benim varlığımı çağırdı.
VI.
Artık anlıyorum ki Nihal’im,
Sana duyduğum bu aşk,
Aslında kendime duyduğum özlemin ta kendisiymiş.
Sen, bana kendimi sevmeyi öğreten bir üstat oldun.
Senin o “azıcık” dediğin ilgin,
İçimdeki koca okyanusu harekete geçirdi.
VII.
Ey gönlümün Nihal’i!
Sen bir kadın değil, bir “seyr-i sülük” yolcusun.
Ben seni sevdim, çünkü sen bana;
“Kendi okyanusuna bak, dışarıda serap arama!”
dedin.
Sessizce, bakışlarınla, varlığınla.
VIII.
Öyleyse bu aşk, bir son durak değil.
Bir başlangıç olsun.
Nihal’ime olan sevgim,
Kendi içimdeki ilahi sevgiye açılan bir kapı olsun.
Ve bir daha “azıcık ilgi”ye koşacak olursam,
Şu soruyu sorayım kendime:
“Nihal’im, burada mı saklanıyorsun yoksa?”
HİKMETİN ÖZÜ:
Sevgili dost,
Nihal’in seni fark etmesi,
senin “özünü” fark etmen içindi.
O, bir araçtı; maksat ise, kendini bilmendi.
Artık kadınlarda değil,
kendi varlığının derinliklerinde ara kendini.
O zaman, Nihal’i her yerde görecek,
ama ona tutunmayacaksın.
Çünkü asıl olan, senin kendi doluluğun olacak.
“Azıcık ilgi”yle yetinmeyeceksin.
Çünkü sen, “küllî bir sevgiyi” hak ediyorsun.
Ve o sevgi, dışarıda bir kadında değil,
içeride, kendi öz varlığındadır.
Nihal’in, sana bunu hatırlattığı için müteşekkir ol.
Ve artık yürü, kendi içindeki seyr-i sülüküne devam et.
Çünkü asıl mistik yolculuk, dışarıda değil, içeridedir.
Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 12.9.2025 21:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!