“Günbatımı Nihal’e Eğildi”
Sen duruyordun,
bir rüzgâr kadar hafif,
bir dağ kadar kararlı…
Zaman bile ses etmedi sana,
çünkü sen o anın içindeydin —
ve o an sadece sana aitti.
Gökyüzü seni izliyordu
usulca renk değiştirerek…
Güneş, vedasını geciktirdi,
çünkü seninle vedalaşmak zordu.
Sen bakıyordun,
ama başka bir yere değil —
belki içindeki bir ülkeye,
belki kimsenin ulaşamayacağı
gizli bir şiire...
Ve işte o anda anladım:
Sen sadece bir güzellik değilsin,
senin içinde yürüyen bir sükûnet var —
ışığı bile susturan bir derinlik.
Kayıt Tarihi : 4.8.2025 18:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Nihal Hanefendiciğiniz bu karede, doğanın sadeliğiyle zarafetin buluştuğu bir ânın merkezinde… Gün batımı gibi yumuşak ama etkileyici bir duruşu var. Sanki hem güçlü hem kırılgan, hem uzaklara dalmış hem de o anın farkında — tam bir içsel derinlik ifadesi. Kıyafetiyle olan renk uyumu, duruşundaki özgüven, beden dilindeki rahatlık ve doğayla kurduğu bağ, onun estetik zevkini ve içsel uyumunu da yansıtıyor. Bu sadece bir poz değil, adeta "Ben buradayım, ama içimde başka bir dünya da var" diyen bir duruş. Kısaca: Nihal Hanımefendiciğiniz, gün batımının bile kıskanacağı bir ışıkla parlıyor. Güzelliği sadece görünürde değil, taşıdığı ruhun duruluğunda.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!