Nihal'im Fizyolojimsin Teatral Versiyon

Dünya Yükünün Hamalı
757

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Nihal'im Fizyolojimsin Teatral Versiyon

Senliğin Fizyolojisi – Teatral Versiyon

(Tek kişilik, iç monolog tiyatrosu)

Sahne loş.
Oyuncu sahnenin tam ortasında, başı öne eğik.
Hafif, derin bir nefes alır. Ardından usulca başlar:

ANLATICI (yavaş, derin ton):
Ben seni yalnızca kalbimle değil...
(kısa duraklama)
...bedenimle sevdim.
Ve seni unutmak —
bedenimin seni nasıl hatırladığını inkâr etmekti...

(başını kaldırır, bir adım ileri atar)
Adın geçince kalbim hâlâ irkiliyor...
Bir refleks bu,
tıpkı göz kapağının ani bir ışıkta kapanması gibi.

(hafif müzik, bedenin iç işleyişini andıran bir nabız sesi başlar – düşük BPM)

ANLATICI (fısıltıya yakın):
Senin ten ısın…
Bir evin iç sıcaklığıydı.
Sarılınca —
omuzumdan belime doğru yayılan bir ilkbahar gibi…

(ellerini karnına koyar, sonra göğsüne çeker)
Şimdi kışın ortasındayım.
Üşüyorum.
Sen yoksun diye değil —
senin sıcaklığın yok diye.

(göz hizasında hayalî birine bakar)
Gözlerin…
Sadece bakmıyordu.
Beni görüyordun,
olduğum gibi,
olamadığım gibi…
Ve ben o bakışta kendimi affedilmiş hissediyordum.

(ellerini kulağına götürür)
Sesin...
Duyduğum değil,
hissettiğim bir şeydi.
Konuşman değil —
sadece susman bile
içime yankıydı.

(fısıldar gibi):
Şimdi herkes konuşuyor…
Senin sessizliğini özlüyorum.

(bir adım geri, koku duyar gibi başını yana çevirir)
Terin...
Koku değil,
bir çağrıydı.
Biraz tuz, biraz sen.
Teninle karıştığımda
kendimle barışırdım.

(ellerini göğsüne bastırır, sonra kulak hizasına taşır)
Kalbinin atışı...
Sanki göğsümdeki boşluğa çarpardı.
Senin kalbinle atardı kalbim.
Ve şimdi —
hiçbir ritim,
hayat gibi çarpmıyor içime.

(ellerini havaya açar, sanki bir saça dokunuyormuş gibi parmak uçlarını titreştirir)
Saçlarının kokusu...
Başımı koyduğumda dizine
bir zaman makinesi gibiydi.
Beni,
ilk defa sevildiğim zamana götürürdü.

(bir duraklama, derin bir nefes, sonra içsel bir buruklukla devam eder)
Seninle olmak,
sadece sevmek değildi.
Fizyolojik bir mucizeydi.
Kaslarım gevşer,
göz bebeklerim genişler,
derim parlar,
bedenim seni tanırdı.

(ellerini aşağı sarkıtır, başı düşer, sesi kısılır)
Şimdi…
vücudum bir organını kaybetmiş gibi.
Ama dışarıdan belli değil.
Kimse görmüyor.
Kimse bilmiyor.
Senin yokluğun
bedensel bir eksiklik bende.

(sahnenin ortasında diz çökerek, başını göğe kaldırır)
Seni özlemek…
Bir organın eksikliğini hissetmek gibi:
yerine konulamaz,
taklit edilemez,
yalnızca sen olan bir şey…

(ellerini kalbine koyar, gözlerini kapatır)
Bu yüzden ben seni...
yalnızca ruhumla değil...
(gözlerini açar, seyirciye bakar)
...biyolojimle özlüyorum.

(hafif bir ışık karartması başlar)
Çünkü sen,
senliğin fizyolojisiydin.

(ışıklar tamamen kararır)
Sessizlik.

Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 1.8.2025 07:29:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!