“Sen, Canlı Bir Hafızaydın”
(Nihali Tarzda)
Sen,
bir ten değildin yalnızca —
bir sıcaklık taşıyordun,
bir yaz öğlesi kadar dokunulabilir
ve bir anne rahmi kadar unutulmaz.
Damarlarının sesiyle uyanırdı içimdeki sessizlik.
Boynundaki atardamar,
çırpınan bir kelebek gibiydi dudağımda
öpmek mi, yoksa dua etmek mi olduğunu
bilemediğim bir vecd hâli...
Senin vücut ısın —
bir evin iç sıcaklığıydı bana;
sarılınca sobası yanardı çocukluğumun,
üşümeyi unuturdu kemiğim.
Teninin altındaki ritim:
Soluk alıp verişin,
kaburgalarının usul iniş çıkışları…
Bir dağın nefes alması gibiydi,
bense yalnızca bir yankıydım vadilerinde.
Gözlerin —
biyolojik bir mucizeydi,
karanlıkta bile beni görebilen tek çift yıldız.
Göz akında bir tür beyaz denge vardı,
aklımı durulaştırırdı.
Bakışının dalga boyu,
başka hiçbir varlıkta tutmadı bende.
Sesin,
yalnızca kelimeleri taşımazdı;
tıpkı bir kemik iliği gibi
bedenimin merkezine kadar işlerdi.
Gülüşünle başlayan o dalga,
tüm sinir sistemime yayılırdı —
bilim bile açıklayamazdı
nasıl sustuğunda da içimde konuşabildiğini.
Teri…
Senin terin, bir çağrının kimyasıydı.
Biyolojik değil sadece —
hatırlanabilir, içilebilir bir hüzündü.
Biraz tuz, biraz sen.
Yürüyüşün bile fizyolojik bir ritüeldi;
kaslarının koordinasyonu
benim iç dengesizliğimi düzene sokardı.
Omurganın dikliğiyle kendime çekilirdim.
Saçlarının elektriklenmesi bile
bir doğa olayıydı benim için.
Parmak uçlarımın,
bir manyetik alan gibi
kendiliğinden çekilmesiydi her telin izahı.
Dilin...
Sadece söz değil,
tıpkı tükürükte gizli bir kimyasal gibi
bana karışan gizli bir formüldün.
Sen bir biyolojiden fazlasıydın.
Ama yine de,
her özlemim hücresel —
seni düşünmek,
kas hafızamda bir hareket;
sana susamak,
bedensel bir gerilimdi.
Artık dokunamıyorum ama
hâlâ sende bir şeyler yaşıyor bende;
çünkü
sen, canlı bir hafızaydın.
Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 1.8.2025 07:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!