-ASIRLIK BEKLEYİŞLER-
Gün batımını çeyrek geçmiş bir salon. Metrelerce yükselen camın bir yakasındayım. Yer mahşer. Gök cümbüş. Beklediğimin o olmadığını bildiğim halde inen her uçağa gözden kaybolana dek bakıyorum. Üst üste rötar anonsları... üst üste kulak kesilmeler. Gidip gelmelerim bankoya, med-cezirler gibi savruluşlarım. Merakla. Endişeyle...
Suratımı görmekten bıkmış yer hostesleri. Yüzlerinde sahte tebessümler. Riya akıyor en ince cümlelerinden, en güzel tonlamalı seslerinden riya... Ki şu 41 yıllık ömürde hiçbir şey öğrenemediysem riyanın yansısını ezber etmişimdir ben. Belki bu yüzden yüzüm, gözüm, sesim, bedenim riyayı reddetmiştir kendiliğinden.
kayıp bilinçler atlasında
kaybedenmişsin sen
kaybetmeye yüreğiyle zincirli..
kaç düzine tene deydiyse elin
hiçbiri yakmadı ilk ten gibi seni
unutamadın o ilk'i..
(içimizde hayli boylanmış bir tutsağın
zorlu tahammülü çatlatıyor derimizi)
Sabahı geciktirmenin yolları
usanmadan deneniyor her gece
d e n e n i y o r u z...
eski bir sızıntı gibi giyindi
bir sanrıyla yok etti öbür sanrıları
bütün tarihler bir arada yaşandı
beden, tarihlerine bölündü sızıntısında
********************************************
ne kadar hoyrat esiyor sözcüklerin
bu neyin kini, müsebbip kim?
iskeleye bağladığın pamuk ipliği
lodos çıksa kayıp gemiyim
gecenin aydınlığını
sokak lambaları söndürür
bir sahile ulaşır ayaklarım
fısıltılarımı sessizlik büyütür
seni, sensizlik
ayaklarım denize dökülür
Methiyeler dizilmiş bir b.k'a benzemez satırlara
Şair sanmış kendini şiir yazıcılar
satır altına satır eklemişler
adına dize demişler
düz yazıları alt alta dizmişler
adına şiir demişler
Aslında böyle hissedeceğimi galiba biliyordum. Ama buna kimseyi inandıramadım. Boşandığıma pişman olacağımı söylüyordu kimisi, kimi bu özgürlük hissinin geçici olduğunu. Koca bir düzen yıkmış olmanın hüznü olmalıydı belki şimdi içimde. Ama olumsuz hiçbir duygu yok bende.
Sıradan bir evliliği bitirdik az evvel. Tokalaşarak ayrıldık. Şimdi yeni bir hayat kurma zamanıydı. Ayaklarımın üstünde durabildiğimi başkalarına değil, yalnızca kendime ispatlama zamanıydı şimdi. İspatladım da.
Adliye merdivenlerini üzerimden büyük bir yük kalkmışçasına ve artık belime bağlanmış ve ardımdan çekilen bir ip yokmuşçasına uçarak indim adeta. Hatta oynayarak, hafif figürlerle.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!