Nihal,
gecenin cebinden çıkan bir anahtar gibisin,
dilime değince kapılar kendiliğinden açılıyor.
Mahalle arası bir tekkede öğrendim seni,
çay buharı, mum ışığı, eski bir ilahi
aynı anda kalbime düşüyor.
Adını söylüyorum, sesim kıvrılıyor.
Ten demiyorum, tenin sözü yetiyor bana.
Parmak uçların görünmeden dokunuyor,
bir ayet gibi, gizli ama yakıcı.
Aşk burada edep giyiyor,
ama gözleri çıplak.
Nihal,
sen yürüyünce zaman yumuşuyor.
Sokak lambaları utanıyor,
kalbim ritmini sana göre güncelliyor.
Nefesimle aranda ince bir sır var,
açsam kendime düşerim.
Tasavvuf dedikleri
biraz senin susuşun.
Duyumun ötesinde,
omzuma eğilip fısıldaman.
Erotik olan,
ruhunla aramdaki gerilim,
zarif bir tel gibi titreşiyor.
Gel diyorum, gelme diyorsun,
ikisi de davet.
Aramızdaki mesafe
secde kadar yakın.
Nihal,
aşkın son tecellisi sensin,
ben hâlâ kalbimi hazırlıyorum.
Kayıt Tarihi : 30.12.2025 20:42:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!