B E K L E N T İ
Ancak ‘nihai beklenti, gerçekten de insan bu kozmolojik ve mucizevi bir biçimleniş içerisindeki bu küçük yeryüzün de bilinçli bir şekilde yaşamaya devam ederken diğer taraftan da bilinçsizce sanki gizemli bir arka plan beklenti hissi içerisinde gibidir.
Söylemek mümkündür ki akıl geldiği bu seviye de anlayıp anlamlandıramadığı birçok şey var olsa da birçok şeyin de evrende var olup nasıl çalıştıklarını artık bilmektedir ve hatta her şeyin bir karşılığının da olduğunu çözmüş durumdadır.
Evrende her şeyin bir karşılığı var gerçeği üstünden kısaca özet düşündüğümüzde bu farkında olmadan derin bir nihai beklenti içerisinde olduğumuzun da bir karşılığının var olabileceğini merak edip etmememiz zaten elimizde olan bir şey değildir.
Öyle ya bir şeyler hissediyor isek bu durumun nedenlerini düşünmemiz elimizde olmayan bir durumdur. Zaten istemesek de aklımız bunları kendi içinde bizden bağımsız yorumlamaktadır ki akıl da nihai bir beklenti içerisinde olduğumuza ve bu beklentimizin bir karşılığının var olabileceğine işaret etmektedir.
Şimdi bu tam anlayamadığımız ama hissettiğimiz olası duruma yine tam kavrayamadığımız yada tarif edemediğimiz iki gizemli örneğimizi vermemiz gerekirse diyebiliriz ki öyle ya gerçekte yok olanı sürekli var diyor isek ve o da gerçekten var gibi ise bu hissettiklerimizin birer karşılıkları da neden olmasın.
Vereceğimiz örneklerin konumuzla direk alakaları görünmese de gizemleri bakımından benzer oldukları açıktır. gerçekten de ilginç bir şekilde gözlerimizin önünde olan ve hala kesin sırlarını bilemediklerimiz var iken başka da olağan üstü şeylerin mümkün olabilecekleri neden olmasın diye düşünmekten aklımızı geri alamıyoruz.
Aslında daha başka da birçok gizemli örnekler çoktur hayatımızda ama burada iki tanesini söylersek de anlaşılacağımızı umuyoruz. ayrıca rüyalarımızın da bu güne kadar ki bilimsel ya da mantıksal açıklamaları kafalarımızda oturmadığı çok açıktır ve bunun da olağan dışı bir durum olabileceği ihtimaldir.
asıl örneklerimize gelirsek birincisi var olan karanlığın yokluğu örneğidir, yani karanlık aslında yoktur. Karanlık ışığın olmadığı gerçeği olsa da gerçekte bir karanlık gerçeğini yok saymak mümkün değildir. ama bunu ispat etmekte çok zordur.
İkinci örneğimizin bilimsel mantığı olmasına rağmen yine de gizemini tam olarak çözemediğimiz susuzluktur. Öyle ya basitçe suya ihtiyaç duyulur ve o suyun da sanki bilinçli bir şekilde susuzluğun karşılığı olarak düşünülmüş olmasıdır ve gerçekten de bunun düşünülüp düşünülmediği konusu da binlerce yıldır anlaşılamamıştır.
meselelere böyle baktığımızda anlamak mümkündür ki felsefenin metafizik mantığı doğrultusunda hepimiz bu evrenin kozmolojik ve hayret verici ve de anlaşılması güç yapısı içerisinde her şey gibi bizlerde bir bütünün birer bileşenlerinden ibaret parçalarıyız demektir.
Eğer böylesi yani anlayamadığımız ileri bir durumun parçaları isek demeliyiz ki maddesel fizik yapımıza da karşılık olarak bir enerji ya da o yine tarif edemediğimiz ruhumuz üstümüze yüklenmiş olabilir. ve böylece bir ruhun ya da enerjinin ne varlığı ne de yokluğu konusunda kesin bir şey söylemek doğru değildir zira insan hala bir ölüyü canlandırmayı başaramamıştır.
Ancak bu bilinmezlikler hep böyle sürüp gidecek demek de olmamalıdır. aklımız her şeye rağmen bizleri şöyle de düşündürmektedir ve hatta birçok şeye garanti bile vermektedir, akıl der ki eğer insan bu gizemli evrende bu şartlarda kesintisiz gelişmeye devam edebilirse geleceğe doğru zaman içerisinde bütün bu bilinmezlikleri sırası ile çözmeye devam edecektir.
Bu da şu demek olabilir, insan bir gizemli nihai beklenti içerisinde ise bu kendi kurtuluşunu kendisi başaracağı hissiyatı içinde olduğu olabilir ve hatta geçmişteki bizler de dâhil herkesi kurtarabilir ve dolayısı ile de tamda bu yüzden insan bir nihai beklenti hissi duyuyor olabilir.
Öyle ya aklımız sıfırdan kendi kendine gelişebilmiş hatta geliştikçe farklı düşünüp kendisine farklı şanslar ve avantajlar sunabilmiş bir yapı ise her şeyi zaman içinde kendisi çözebileceği de olmayacak bir durum ve mantık dışılık değildir.
Ayrıca da bütün bu öngörüler sonucu yorumlarımız aslında kafamızdaki durmadan devam eden düşüncelerimiz sonucu doğal olarak aklın yorumlarıdır. yani bizlere her şeyi akıl söylemektedir ki akıl zaten daha birçok şeyin de mümkün olabileceğini söyler.
mesela akıl bazen bize sizleri sizlerden önce ki çok daha gelişmiş canlılar yaratarak evrimleşmeye yani gelişmeye terk etmiştir de der, bazen de ayni akıl hepimizi ve her şeyi hiçbir şekilde anlayamadığımız bir yaratıcının mucizevi bir şekilde yarattığını da söyler.
Burada bizlere bizleri bizden önceki canlıların yaratmış olabileceği fikri daha mantıklı gelebilir. tamda bizlerinde belli bir gelişmişlik seviyesinden sonra kendi kurtuluşumuzu başarabiliriz umudumuzun mantık dışı olmadığı gibi.
Ancak yine de ve toplamda bu inanılmaz evrenin sırlarını tamamen çözebileceğimiz gibi bir durum akla gelmemelidir zira evrenin sırlarını düşünüp bir mantıklı tahmin bile şimdilik mümkün değildir.
yada öyle bir gün gelebilir ki hiç birimizin ne maddeye ne fiziki bir yapıya ihtiyacımız kalmayabilir. Dahası zaman ve mesafeler sorunumuzda kalmayabilir. Ve bu gerçekten daha da ileri bir durum olur. böylesi bir durumda da birçok sırrın çözülebileceği mümkün hale gelebilir.
Ya da ve belki de sonsuzluğun sonsuzluk anlamsızlığı gibi, anlamsızlığın anlamsızlığı gibi her şeyin hiçbir şey olduğunun inanılmazlığı gibi bir yokluklar varlıklar ikileminde ne olunduğumuzu hiçbir şekil de bilemeden, hatta neyi tartıştığımızı dahi bilemediğimiz bir çeşit bilinmezlikler içerisinde sonsuza doğru döner dururuz.
Durumlar böylesi mümkünsüz lükler ise gerçekten de tek umudumuz ve tek varlığımız bu nihai beklenti hissimizdir. başka bir deyişle yaşadığımız sürece tek gerçek servetimiz öbür dünya hayallerimiz olduğudur.
öyle ki bu his bizim belki de yaşam sevincimizi ayakta tutan, bizi çıldırmaktan kurtaran tek gücümüzdür.
Bu kadar karışık ve bilinmezlikler içerisinde yaşarken aklımız bize güvenebileceğimiz tek yolun da kendisi olduğunu ima eder. hatta böyle yaparsak kendisinin muhtemel ceza yada mükafat durumu ve sorumluluk noktasında şanslı olacağımızı işaretler.
ama insan oğlunun en güzel hayali kendi kurtuluşunu kendisi başarabileceği umudu ve hayalidir. zira belki de böylece ölümü yenebileceğini ummaktadır ve bu onun en büyük mutluluk kaynağıdır farkında olmasa da...
Bu yazı ( nihai beklenti ) adlı kitaptan alıntıdır. 5 MAYIS 2019
İsmail soytekinoğlu
İsmail SoytekinoğluKayıt Tarihi : 5.11.2020 16:28:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!