Seksen bir yılının ağustosunda
Bugün sabah vefat etmişti babam
Nefesi daralıp soluduğunda
Yaşarken çileler çekmişti babam
Yirmi dört yıl önce ağustos dokuz
VEDA HUTBESİ
Hicri onuncu yıl haç mevsiminde
Yüz on dört bin hacı onu dinliyor
Bu son haccım diye söylediğinde
Vefat yaklaşmıştır ima ediyor
DOĞU TÜRKİSTAN
Çin zulüm yapıyor soydaşlarıma
Ayağa kalkacak Doğu Türkistan
Tarih son verecek acılarıma
Bağımsız olacak Doğu Türkistan
Ona ehemmiyet verdikçe şişer
Küçük görüp bilsen tanısan söner
Cahil davet eder ilim tardeder
Musibet derdine benzer vesvese
Kalbe şüphe atar evvela şeytan
Mini etek giyip çıkmışsın yola
Ellerin asılıp çekiştiriyor
Yaptığın eziyet değimli kola
Pazılarını mı geliştiriyor
Etek boyu belli uzatamazsın
Yan gelip yatıyor denmesin ere
Dağda hainlere kurşun atıyor
Bir kahpe kurşunla düşerse yere
Canını veriyor öyle yatıyor
Kefen sarılmadan elbisesiyle
Kurtlar kocayınca olur maskara
Bir köpek onları düşürür dara
Güvenme dünya’da vefasızlara
Aranınca kaçar dost bildiklerin
Sende varken sarar etrafı hepsi
TÜRK KİME DENİR
Bu vatan uğrunda can verenlere
Milletin derdiyle dertlenenlere
Kimlik sorulunca Türk diyenlere
Kendini Türk kabul edene denir
HZ. HADİMİ
Bin yedi yüz bir yılı Hadim yeni bir belde
Adı Mehmet konulan bir bebek vardır elde
Dedeleri çok önce Buhara’dan gelmişler
Taşkent Afşar civarı bir yere yerleşmişler
Değmesin mabede namahrem eli
Ezan şahadeti dinin temeli
Ebedi yurdumda hep inlemeli
Diyordun yaşarken MEHMET AKİF’im
Ezan okunuyor inliyor ama
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!