İnsan, hayatta bir kuru yaprak misali,
En ufak rüzgârlar, savrulup dağılmamızın tek sebebi.
İşte ben bir kuru yaprak, veda baharında dalından savrulmayı bekleyen,
Bir ufak cesaret rüzgârı yetecek, ha itti beni ha itecek.
Hüzün mevsiminde esen hoyrat rüzgârlara teslimim,
Alsınlar beni kuruyan dalımdan,
Götürsünler bilinmez yeni günlerin şafağına,
Doğsun sımsıcak yeni güneşler,
Soğuk gecelerde yalnız geçirilen günlerin öcünü alırcasına.
Aslında çok öncelerden de kopa bilirdim bu köhne çalıdan,
Ama önceleri cevap veremezdim ki rüzgârların davetine,
Korkardım hep bir bahane çekerdim üzerime soğuk ve yalnız gecelerde.
Artık istemiyorum ne bir çalı ne de bir bahane,
Savursun beni bir arsız rüzgâr,
Götürsün, alsın ve sadece götürsün, uzaklara çok uzaklara,
Yeni gelen olsun sıfatım, uzak diyarlarda yabancı desinler adıma,
Kimse bilmesin dünümü, benim yarınımı bilmediğim gibi.
Tek bildiğim, tek istediğim beni hayata bağlayan, umudumun son damlası,
Gözyaşı kokulu, ıssız gecelerimin tek ışığı.
Huzurum, neşem, nefesim Nidam.
Bazen zihnim meillenir, aklıma doluşur o korku dolu sorular,
Ya Nidam olmasa derim, ya hiç olmasa ne olurdu.?
Ne yapardım bir başıma, kim dururdu yanımda kim.?
Artık çıkın kafamdan tüm kötülükler.!
Şimdi toparlanıyorum, sirkiliyorum çaresizliğin is ve pisinden,
Vakit; ayaklarımızın üzerinde durma vakti,
Ne biçare olacağız namerdin karşısında,
Ne boyun eğeceğiz acı ve ayrılıklara,
Susmayacağız, hayat sevdiklerimizi alıp giderken,
Durmayacağız, mutluluklarımız yitip giderken.
Bundan sonra hayat benim için Nidam,
Tek bir sebep var bana; onun adıdır işte biricik kızım Nidam.
Kayıt Tarihi : 12.6.2014 19:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!