Nick ve Şamdan (Sylvia Plath)

İsmail Aksoy
1898

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Nick ve Şamdan (Sylvia Plath)

Bir madenciyim ben. Mavi yanar ışık.
Balmumu sarkıtlar
Damlar ve koyulaşır, yırtar

Topraksı dölyatağı,
Sızar kendi ölü bıkkınlığından.
Siyah yarasa havalanıp

Sarmalar beni, paçavra şallar,
Soğuk cinayetler.
Erikler gibi yapışır bana.

Kalsiyum sarkıtlarının o eski
Mağarası, eski yankılar.
Semenderler bile beyaz,

Şu mübarek adamlar.
Ve o balıklar, o balıklar –
İsa! Buz levhalarıdır onlar,

Bıçakların bir ahlâksızlığı
Bir çapulcu
Din, içerek ilk komünyonunu

Canlı ayak parmaklarımdan,
Yutkunur ve kazanır yeniden irtifasını
Şamdan,

Canlanır sarıları.
Ey canım, nasıl geldin buraya?
Ey embriyo

Anımsayarak, uykuda bile,
Çapraz duruşunu senin.
Çiçeklenir duru kan

Sende, yakut rengi.
Senin değil uyandığın
Bu acı.

Aşkım, aşkım
Mağaramıza güller astım,
Yumuşak örtülerle –

Viktorya zamanının sonundan.
Bırak yıldızlar
Düşsün karanlık adreslerinin dikine,

Bırak cıva
Atomlar kötürümsü damlasın
O korkunç kuyuya,

Boşlukların kıskanarak yaslandığı
Gerçeksin sen.
O ahırdaki bebeksin sen.

Sylvia Plath (1932-1963, ABD)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy

İsmail Aksoy
Kayıt Tarihi : 19.1.2008 03:17:00
Hikayesi:


Nick and the Candlestick by Sylvia Plath I am a miner. The light burns blue. Waxy stalactites Drip and thicken, tears The earthen womb Exudes from its dead boredom. Black bat airs Wrap me, raggy shawls, Cold homicides. They weld to me like plums. Old cave of calcium Icicles, old echoer. Even the newts are white, Those holy Joes. And the fish, the fish - Christ! they are panes of ice, A vice of knives, A piranha Religion, drinking Its first communion out of my live toes. The candle Gulps and recovers its small altitude, Its yellows hearten. O love, how did you get here? O embryo Remembering, even in sleep, Your crossed position. The blood blooms clean In you, ruby. The pain You wake to is not yours. Love, love, I have hung our cave with roses, With soft rugs - The last of Victoriana. Let the stars Plummet to their dark address, Let the mercuric Atoms that cripple drip Into the terrible well, You are the one Solid the spaces lean on, envious. You are the baby in the barn.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Akın Akça
    Akın Akça

    sylvia plath'in esaslı şiirlerinden biri.

    bu çeviri için çok teşekkürler, yüreğiniz dert görmesin.

    bir başka çeviriyi de paylaşayım bu vesileyle:
    Nick ve Şamdan

    Ben bir madenciyim. Işık mavi yanıyor.
    Mavi sarkıtlar
    Damlıyor ve donuyor, yırtıyor

    Topraktan rahmi
    Ölü can sıkıntısında dışarı terliyor.
    Kara yarasa havaları

    Sarıp sarmalıyor beni, paçavra şallar,
    Soğuk soykırımlar.
    Erik gibi kaynak yapıyorlar bana

    Kalsiyum dikitlerinden
    O tanıdık mağara, tanıdık yankıcı.
    Semenderler bile beyazdır,

    Şu kutsal herifler.
    Ya balıklar, balıklar-
    İsa! buz kalıpları

    Bıçak zaafı
    Canlı ayak parmaklarımdan
    İlk Kömünyonunu içen

    Bir piranha dini.
    Şamdan
    Yutkunur ve küçük rakımını tazeler,

    Sarıları yüreklendirir.
    Ah canım benim, nasıl geldin sen buraya?
    Ah uykuda bile

    Büzülmüş duruşunu
    Anımsayan Cenin.
    Sende tertemiz

    Işıldıyor kan, yakutum benim.
    Uyandığın
    Bu acı senin değil.

    Aşk, aşk
    Mağaramızı güllerle donattım,
    Yumuşak halılarla-

    Victoriana'nın sonuncusu.
    Bırak yıldızlar
    Karanlık adresine düşsün dikine,

    Bırak sakat bırakan
    Civamsı atomlar
    O berbat kuyuya damlasın,

    Uzamların kıskanarak yaslandığı
    Tek somutluk sensin.
    Sen ahırdaki bebeksin.

    s.plath

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

İsmail Aksoy