Sevdamın uzandığı topraklara adadım
İki güle devşirdiğim ne varsa...
Yürekle...
Göz yaşlarımla suladım bu toprağı,
emekle büyüttüm tenine yaraşan ne varsa...
Zaten nicedir oturmamıştım bir ağaca yaslanıp.
“yas”lanırım...
bu ağaç, bu toprak, bu can...
senden önce neyim varsa unuturum...
Sonra hatıralarım gelir aklıma,
ve isyanım dile gelir.
Sevdamın kanayan yanı.
Toprağım dile gelir...
Güneşim...
ve ne zaman kanayacağı belli olmayan iki gül..
acılarım...
hatıralarım...
hatırlarım.
Sonra bir uçsuzluk, bucaksızlık olur..
ve sen gelirsin,
nicedir unutmuşum kokunu;
toprağın, çiçeğin, yaşamın kokusundan.
Bir de çocukluğum gelir aklıma...
Gelirken getirmişsindir,
Giderken götürdüğün neyim varsa! ...
Zaten nicedir oturmamıştım bir ağaca yaslanıp...
Nicedir özlemişim toprağı...
Acılar mı...
Hatıralar mı...
Unuturum...
Uyanırım sonra, başımda bekçi,
Etrafımda bir beton çaresizliği
Ülkemde bir parkta,
Bir ağacın dibinde uyumuşum...
Nicedir özlemişim toprağı.
“Bu parkta hayal kurmak yasak” der bekçi...
gülerim...
Kayıt Tarihi : 6.5.2006 13:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)