Nice yıllara Şiiri - Serap Davarcı

Serap Davarcı
47

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Nice yıllara

NİCE YILLARA

Göklerde kartal gibiydim,
Kanadımdan vuruldum
Mor çiçekli dal gibiydim
Bahar vaktinde kırıldım
Coşkundum pınarlar gibi
Sarhoştum rüzgarlar gibi
İhtiyar çınarlar gibi
Bir gün içinde devrildim.
Kimseye soramadığım
Görmesem duramadığım
Nazlı yarimden ayrıldım...

Ah canımıniçi özlemek dedikleri bu muydu?
Gülüm, özlemek acı çekmek miydi?
Bu gün neler oldu biliyor musun? Dur anlatayım sana. Hani Emre ALTUĞ diye genç bir şarkıcı vardı. Klibini hiç sevmezdim ben, hatta kızardım, klipte fantazilerini gerçekleştirmiş derdim ve sen gülerdin.
İşte canımıniçi, o şarkıcı ikinci bir klip çekmiş, bu aralar pek tv izlemiyorum ama dikkatimi çekti. Klipte Erol GÜNAYDIN oynamış. Seni anlatıyor.Sana olan özlemimi, senin için süslenmemi,sana sabahları kıyafet seçmemi anlatıyor.- Bak ilk defa itiraf ediyorum, kıyafet seçerken hem çok şık olmanı istedim, hemde başkaları bakacak diye olmamanı.-
Seninle kahvaltı yapıyoruz masada, ben hazırlanırken yine uyuşuk uyuşuk davranıyorum ve sen yine bir kaşını kaldırıp hımm... yine mi diyorsun.
Hadi acele et,çocuklar bizi bekliyor daha onları besleyeceğiz diyorsun.
Tamam ya kızma, hemen şimdi geliyorum.
Ben koluna girmeyi ama hep sol koluna girmeyi seviyorum. Biliyorsun senin sağ tarafın hep ters geliyor bana yürüyemiyorum, düşecek gibi oluyorum sanki.
Kolumda sen, yüreğimde sen,dünyada sadece ikimiz.
Dünya bizim, herşeyi görüyorum,herşeyi duyuyorum seninle. Kuşların çığlığını, leylakların rengini, hanımellerinin bayıltan kokusunu.
-Bana simit alsana, daha şimdi kahvaltı yaptık. Olsun ya, al sen.
Peki, diyorsun.
Sahile doğru yürüyoruz. Çocuklar, çocuklarımız orada çünkü, balıkçılar da var orada.
-A bak bak, nasıl pır pır ediyor gümüş renkli pulları ile balıkçının oltasındaki balık.
Hava serin, deniz kenarı daha da serin olur, hırkanı al demiştim sana değil mi, diyorsun.
-Ha ha olsun,ben üşümüyorum ki, yanımda sen, elimde elin, üşümekte neymiş.
Hadi ekmek kırıntıları atalım artık martılara. Çocuklarımız onlar bizim. Onlarca, ak ak, köpük köpük, çığlık çığlık çocuk.
Dur simitten de bir parça atayım. Bak bak nasıl kaptı gördün mü?
Kapmadı diyorsun, kapar gibi yaptı.aslında suyu öptü, aslında seni öptü diyorsun.
Gülüyoruz...
Canımıniçi üşüdüm, dönelim mi?
Sağ kolum üşüyor, sağ kolum uyuşuyor, sağ kolum boş, sağ kolum sensiz.
Sol yanım boş,dünya boş,dünyam sensiz, dünyam bomboş.
Ah canımıniçi, giderken söz vermemiş olsaydım sana,
Dimdik ayakta duracağıma, güçlü olacağıma
Her doğan günü kucaklayacağıma söz vermemiş olsaydım ne olurdu sanki...
-Beni affet, tutamayacağım sözümü, ilk kez tutamayacağım sözümü-
Ak ak, köpük küpük çocuklarımız suya düşen ekmek kırıntılarını alırken suyu öpüyor, gözyaşlarımı öpüyor şimdi.
Güneşi de şikayet ediyorum sana, artık eskisi gibi gülmüyor, ısıtmıyor.
Renkler de yok artık. Mavi yok, yeşil yok, pembe yok...
Sen gittin gideli yüreğim yangın yeri, sönmüyor... sönmüyor... sönmüyor...
Nice yıllara gülüm, nice nice yıllara...

Serap DAVARCI

Serap Davarcı
Kayıt Tarihi : 22.10.2012 12:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Serap Davarcı
    Serap Davarcı

    Atilla Bey yorumunuz için teşekkür ederim, ancak girişteki dizeler Sabahattin Ali'ye aittir.

    Cevap Yaz
  • Atilla Yiğit
    Atilla Yiğit

    Göklerde kartal gibiydim,
    Kanadımdan vuruldum
    Mor çiçekli dal gibiydim
    Bahar vaktinde kırıldım
    Güzel bir kafiyeli anlatım ama serbest türe dönüştürülmüş.

    Cevap Yaz
  • Serap Davarcı
    Serap Davarcı

    Sabahattin Ali'ye saygılarımla...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Serap Davarcı