Nice Olur Benim Halim Ahrette?

Cihat Şahin
3512

ŞİİR


103

TAKİPÇİ

Nice Olur Benim Halim Ahrette?

Etmen için, cümlesini bertaraf,
Ettim kaç kez, suçlarımı itiraf
Mevla’m senken, kalır isen bi-taraf,
Nice olur, benim halim ahrette?

Çok olsa da, kusurların yekûnu,
Her geçen gün, eylesem de çok onu,
Rahmetinle, eylemezsen yok onu,
Nice olur, benim halim ahrette?

Mü’min ve de, Müslümanken ben güya,
Dindarlıkta, kalmış isem hep yaya
Acımadan, atar isen tamuya,
Nice olur, benim halim ahrette?

Şu dünyada, bitirip de vademi,
Öte yana, attığımda kademi,
Ziyan ile kapatırsam bu demi,
Nice olur, benim halim ahrette?

Bu âleme, kapanınca gözlerim,
Şahadetle, son bulmazsa sözlerim,
Orda tekrar, haşrolunca cüzlerim,
Nice olur, benim halim ahrette?

Hesap günü, başlayıp da yargılar,
İnce, ince, yapılınca sorgular,
Hüsranlara, dönüşürse kurgular,
Nice olur, benim halim ahrette?

Sen olup da, hâkimlerin hâkimi,
Aleyhime, verir isen hüküm’ü,
Ve kimseler, almaz ise yükümü,
Nice olur, benim halim ahrette?

Şayet layık, görmez isen affına,
Hükmedersen, şu nadanın mahvına,
Gönderirsen, mücrimlerin safına,
Nice olur, benim halim ahrette?

Cihat ŞAHİN
08.04.2023-İZMİR

Cihat Şahin
Kayıt Tarihi : 8.4.2023 10:31:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Ahmet bey;

    Bizim böyle bir eylemde bulunduğumuzu nereden biliyorsunuz? Zira, yapılan bu eylemleri normal üyelerin görüp bilmesi mümkün değildir. Bu durumda sizin bu sayfaları yöneten ve perde arkasından bizlerin göremediklerini gören bir özelliğiniz olduğu anlaşılıyor. İkinci bir ihtimal ise, İki kör'ün meşhur hikayesinde olduğu gibi, sizin böyle bir eylem içinde olduğunuz savıdır ki, bu tahmin nazarımızda daha ağır basıyor.
    Ayrıca: velev biz böyle yapsak bile, bunun neresi anormaldir anlayamadım? İnsan beğendiği bir şeyi beğendiğini dostlarına ve yanına her gelene defalarca söyleyebilir ve onu tekrar, tekrar alkışlayabilir. Beğenmediği ve onay vermediği bir şeyi ise, her icab ettikçe tekrar, tekrar dile getirip takbih edebilir. Bunda ne beis var ki? Bunu bir partiye mükerrer oy vermekle karıştırmamak lazımdır derim. Çünkü atalarımız, " ET-TEKRAR-I MİNEL AHSEN, VELEV KANE YÜZ SEKSEN -GÜZEL BİR ŞEYİ, YÜZ SEKSEN KERE DE TEKRAR ETSEN YİNE DE GÜZELDİR-" demişler.

    Hayırlı çalışmalar.

    Hayırlı çalışmalar.

    Cevap Yaz
  • Hikmet Çiftçi
    Hikmet Çiftçi

    NİCELİK NİTELİK
    .
    Öncelikle “Günün Şiiri” vesilesiyle Sayın Cihat Beyi içtenlikle kutluyorum.
    ‘Seçici Kurul’a da teşekkürler.
    Aslında bana kalsa, bu tür şiirleri daha farklı bir günde, günün şiiri olarak değerlendiririm. Misal cuma günleri olabilir. En azından haftada bir dini şiirlere de yer verilmiş olur.
    Yoksa hemen her gün “YİNE Mİ AŞK ŞİİRİ” diye Cihat Beyin eleştirmesi de boşa sayılmaz.
    Aslında şiir sadece “aşk” üzerine yazılmaz ki…
    Her konuda şiir yazılabilir.
    Bu ne sapkınlıktır, ne de ifrattır. Kimse ‘Vahiy’e şiir, Hz. Muhammet’e şair demiyor ki…
    Bu sapkınlık o dönemin gayr-i Müslimlerinin düşüncesiydi.
    Günümüzde isteyen iman eder, isteyen ‘zındık’lığına devam eder.
    İsyana, tezyife, tahrike, tacize, tefrike, ifrata, hakarete, aşağılamaya, küçük görmeye, alay etmeye, farklı şekillerde suçlamaya kalkmadıkça dostane, ikaz amaçlı, bilgi paylaşma muradıyla gönül kırmadan, üzmeden, anlayış çerçevesi dâhilinde yapıcı eleştirilerde bulunabilir.
    Herkes, kendi bildiğinin doğru olduğuna inanıyor. Genel olarak okuma, doğruyu öğrenmek için araştırma zahmetine katlanmıyoruz. Değerli bir yorumcunun ilim insanı olduğunu, yurtiçi ve yurt dışında pek çok konferansta, seminerde topluma hitap ettiğini biliyorum. Elbette kendi alanıyla ilgilidir anlattıkları, sundukları. Ancak bu demek değildir ki, başka konularda da okuyup araştırmıyor, bilgi edinmiyor.
    Gelelim şiire:
    Şiir yazmak hem oldukça kolay, kolay göründüğü kadar da zordur. Bir defa gönlün, ruhun, iradenin, algının, olgunun, adına ne derseniz deyin, ilhamın olmadığı, hatta coşmadığı, hatta hatta taşmadığı yerde şiir yazmak zor olur. Yazılır, lâkin ya soğuk olur, ya yapmacığa kaçar veya birbirini tamamlayamayan dizler yığını olur.
    Muhtevası güzel olsa da bazen şekline gereken ehemmiyet verilmez. Dışarı çıkarken hepimiz saçımıza başımıza, yüzümüze gözümüze, boyumuza posumuza, giydiklerimize, duruşumuza en azından şöyle bir göz atarız. Derli toplu olmak isteriz.
    Madem yazıyoruz, şiirin de derli toplu, anlamına uygun düzende olması gerekmez mi?
    .
    Neden klasik şiir yahut koşma tarzı şiir daha çok sevilir, tutulur, akılda kalır diye düşünürsek; görünüşünden, düzeninden, ayağından, uyağından ahenginden, sıcaklığından, anlaşılırlığından, akılda kolay kalır olmasından gibi pek çok sebepten diyebiliriz.
    O zaman karşımıza şu çıkar. Ayakları, uyakları hem dizenin anlamına, hem de şiirin bütünlüğüne uygun mu, değil mi diye bakarız. Zorlama kafiyeler şiirin akışını değiştirir, ahengini bozar.
    Dini terimlerin kullanılmasına sözüm yok. Şiir bu amaçla yazılmışsa seçilen kelimelerin de bu yönde olması normaldir. Ancak Türkçesi varsa herkesin anlaması için tercih etmede fayda var derim. Bilirim ki, bazı terimler ancak kendi kelimesiyle değer kazanır. O zaman şiirin altına kısa kısa kelime anlamlarını not düşmek gerekir. Günümüz insanı maalesef hazırcı.
    .
    .
    Kimi zaman insan doğru düşünür, ancak ifade edeceği en uygun kelimeyi bulamaz. İşte o zaman şiir akıcılığından, anlamından, anlatılmak istenenden uzaklaşır.
    Bazı kelimeler gerek şiirde, gerek yorumda okuyana sert gelir. Uzaklaştırır. Soğutur şiirden.
    .
    Beşer, şaşar misali ben de yazdığım yorumlarda çoğunlukla olumlu olmaya çalışırım. Övmenin de yermenin de adabı, edebi olmalı. Hak edilmeyen övgü kötüleme, hafife almadır. Hakkaniyetli olurken de karşındakinin azmini, gayretini, inancını, arzusunu kırmamak lazım derim.
    .
    Yorum yazan arkadaşların bir kısmı haksız değiller.
    Cihat beyin söylemek istediği veya anlaşılmasını istediği, onların anladığı değildir belki de… Açıklama gereği duyuyorsa…
    Bir de bu anlayışla bakılırsa, aynı düşünce ve inançta buluşmak mümkün olur.
    Herkesin olduğu gibi Cihat Beyin de kendine has bir anlayışı var. Misal, tasavvufu kabul etmez. Mutasavvıflarımızı kabullenmez. Hâlbuki inanan ve iman eden için temel “Kur’an” oldukça, meram ve amaç aynı oldukça tarik farklı olsa ne olur?
    Ben, tozlu topraklı patika yolları, dağ yollarını, tabiatın koynunda yol almayı severim. Sen kestirmeden asfalt yolda, yapılmış otobanda gitmek istersin.
    Ben her konuda yazılmış ve hatta her türden güzel ve anlamlı şiirleri severim. Buna Sûfiyane şiirler, şathiye tarzı şiirler de dâhil. Sen kat’i, tek düze, kesin anlam içeren, düşündürmeden kabullenilen şiirleri seversin.
    Öyle olsun, ne diyelim...
    .
    Tezatlar âleminde yaşadığımıza göre, zıtlıkların, farklılıkların hoş görülmesi gerekir.
    Siz de bütün olumsuzlukları kendi üzerinize alarak anlatmışsınız Cihat Bey. Bu anlayış, bu anlatış tarzı mutasavvıf tarzı değil mi? Hatta biraz Sûfiyâne değil mi?
    Allah korkusu, cehennem korkusu ile iman etmek, ibadet etmek, ibadetten sayılmaz.
    Sevmek var iken, insanlık adına indirilmiş doğru ve güzel emirlere uymak var iken, kabullenmek ve inanmak var iken neden pazarlık eder gibi iman etmiş olalım?
    İmanın pazarlığı olur mu?
    .
    Okuyan, araştıran, ruhumuza, beynimize, algımıza yerleştirilmiş korkulardan kurtulur. Doğru yolu bulur.
    Dilerim bir nebze de olsa şiiriniz bu yola bir ışık huzmesi olur.
    .
    İnsanda inanç geni olduğunu söylüyor ilim insanları. Kalbin görevi sadece kan pompalamak değil, sevgi geninin gereğini yerine getirmektir aynı zamanda. Sevgi, aşk, insanın ruhuyla, kalbiyle, bedeniyle hissettiği en güzel duyguların başında gelir. Tıpkı inanç geni olduğuna inandığım gibi, sevgi geninin de olduğuna inananlardanım.
    Sevgi veya ileri safhası aşk olmasa ‘İlahi’lik de olmaz.
    Son cümle olarak:
    Sevgimle, ruhumla “LEH”teyim efendim.

    Saygı ve selamlarımla…
    .
    Hikmet Çiftçi
    11 Nisan 2023

    Cevap Yaz
    Cihat Şahin

    Hikmet bey;

    Öncelikle, şiirime önem verip, kendi anlayış ve telakkilerinize göre detaylı açıklamalı yorumlar yaptığınız için teşekkürlerimi arz ederim. Sizin, kendi felsefenize göre yaptığınız bütün değerlendirmelerinize katılmamakla birlikte, netice itibariyle müspet bir karar vermeniz ve puanınızı olumlu manada vermeniz de ayrı bir teşekkür vesilesidir. "Aşk" ve "Tasavvuf" konusundaki yorumlarınıza ise katılmam mümkün değildir. Zira biz, bu iki mühim mevzunun ilmi ve dini yönden detaylı açıklamalarını şiirlerimizde ve yorumlarımızda binlerce defa kaleme dökmüşüz.Her mevzuda olduğu gibi, bu mevzularda da bu fakirin kıstasları Kur'anın muhkem ayetleri ve Rsulullah-s.a.v-'in sahih hadisleri ve de dil bilginlerinin bunların manası üzerindeki ilmi açıklamalarıdır. Ayrıca, işin bir de tarihi gerçekleri ve seyri var ki, bu da fakirin aynı görüşteki ısrarlarının bir başka gerekçe ve delilidir. Yani Hak bildiğimiz değil, gerçekten de hak ve hakikat olan şeylerden geri adım atmamız kesinlikle söz konusu değildir. Çünkü biz, halkın ölçülerini değil Hak Teala Hazretlerinin ezeli ve ebedi kıstaslarını esas baz alan bir inanca sahibiz. Yani bir kısım halkların muhalefetine rağmen, yine de Hak Teala hazretlerinin rızasına müşteriyiz vesselam.

    Hayırlı çalışmalar.

  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Biz her yazdığımızı, en azından ya muhkem bir ayetin hükmüne ya da, sahih bir hadisin beyanına dayandırdığımızı, yahutta, ilmi, örfi, ahlaki, değerlere atfen yazdığımızı Osman beye ve Hayrullah beye ve de Abdulbaki beye daha önce izah ve ispat ettiğimiz için tekrar etmeyeceğim bay çok bilmiş kişi. Merakını izale etmek istiyorsan, önce bizim aktardığımız delillere sonra da bunların Kur'anda ve sahih hadislerdeki karşılıklarına bir bak sonra fetva vermeye cür'et et!

    Bir de, kıskançlık hastalığından bir an önce halas bulmaya bak. Çünkü manevi hastalık seni iki cihanda da bedbaht bir kişi yapar.

    Gerek şefaat konusu gerekse rahmete layık olma mevzusu için de, Kur'andaki ve sahih hadislerdeki bu mevzularla alakalı beyanlara bir atf-ı nazar et! Ardından da, yaptığın yanlışlardan dolayı hemen bir tövbe-i Nasuh yap! Zira, Allah-c.c- tövbede gecikenlerin tövbelerini asla kabul etmeyeceğini beyan ediyor.

    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Hasetlik ve fesatlığın insanı ne komik ve acınası hallere düşürdüğünü bir kez daha ibretle ve de hayretle anlayıp görmüş olduk bayım.
    Allah-c.c- sana ve senin gibi acil hidayet ve insaf ve de İslami şuur versin amin!

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (21)