Dünyanın en mutlu insanıydım doğduğun gün!
O gün kapkara bulutları silerek topyekün,
Güneş olup doğmuştun dünyamıza daha dün!
Uçuyordum kanatsız, ayaklarım yere değmeden,
Mutluluğu yaşıyordum, mutluluğun resmini çizmeden!
Gülücükler saçarak meydan okuyordun hayata kuralsızca,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Hayatımda okuduğum en güzel şiirlerden biriydi.Tebrik ederim allah evladınıza daha nice mutlu yıllar nasip etsin.Sizde ona hep böyle güzel hediyeler sunun.Kaleminize sağlık.
evladınıza sağlıklı bir yaşam diliyorum... yüreğinize ve kaleminize sağlık Abbas bey...
bir şairin yüreğinden..dizelere düşen içten duygular...ve bir Doğum günü..yüreğin sesi dizelere akmış..sevgili Abbas Yurt a tşk..ve tebrikler..güzel şiir okudum..
Onurunla mücadele et, kovala yaşamı inatla...
Lades tutsan da kuralıyla oyna hayatla,
Satranç gibidir bu, sevginle güneşi matla!
Umuda sıkı tutun, kaptırma kendini yele...
Nice mutlu yıllara sevdiklerinle hep el ele!
BABADAN OĞULA BİR SERVET DEĞERİND SÖZLER
NİCE YİLLARA DERİM USTA KALEMİ KUTLARIM
Abbas Abiciğim,
Senin gibi nadide bir insanın evladı da nadide olur, ona yazdıkları da. Hem iş, hem sosyal ortamında seni tanıyan bir insan olarak ne kadar şanslı olduğumu düşünüyorum bir kez daha.
Yüreğin, yüreğinin yazdırdıkları, satırların hep bizimle olsun...
Sevgimle güzel yürekli ağabeyim...
Kutlu olsun, mutlu olsun doğum günün!
Umutla dolsun, sevgi ve dostlukla anılsın ünün...
Tuvaldeki her resimde unutmayasın sakın dünün.
Latafet özünde var, asalet ise senin ruhun,
Unutma bunları sevginle yoğurarak hayata sun.
Onurunla mücadele et, kovala yaşamı inatla...
Lades tutsan da kuralıyla oyna hayatla,
Satranç gibidir bu, sevginle güneşi matla!
Umuda sıkı tutun, kaptırma kendini yele...
Nice mutlu yıllara sevdiklerinle hep el ele!
Bu mutlu ve imrenilecek tabloyu kutluyorum.
Beraberliğiniz sonsuza kadar mutlu bir şekilde sürsün.
Babalar ve anneler dünyaya getirdikleri can için varlardır.
Geçikmiş de olsa oğlunuzun doğum gününü kutlar sağlık ve esenlikler dilerim.
Eşiniz hanımefendiye saygılarımla efendim.
Evlat denince alem durur...Değeri ölçülemez onların ve sonsuz kredileri vardır gönlümüzde hataları için...İçimizin sızladığı ama 'bir musibet bin nasihatten evlâdır' sözünün gerçeği çarpıverir suratımıza..Tıpkı ana babalarımızın yapma dedikleriyle ellerimizi yakıp, yanmamayı bizzat öğrenip kocaman olduğumuz gibi...
Allah uzun ömürler versin mürüvetini görün.
nice yıllara uzun sağlıklı ömürler dilerim...duygusal yüreğinizi kutlarım papatyalar yüreğinize
Güzel içli bir şiir hele son beşlik harika olmuş. Tebrikler. Oğlunuza nice sağlıklı mutlu yıllar. Reşat Karabağ
Umuda sıkı tutun, kaptırma kendini yele...
Nice mutlu yıllara sevdiklerinle hep el ele!
Tebrik ediyor ve katılıyorum güzel duygulara.
Bu mutluluğu uzun yıllar birlikte yaşamanız dileğimdir dostum.
Selam ve sevgiyle.
Bu şiir ile ilgili 37 tane yorum bulunmakta