Ben Gavur Dağlarının yağız delikanlısı
Dudağında ojesi, tırnağında cilası yok yavuklumun
Her gün farlı renge boyamaz saçlarını bukalemun misali
Hasret kaldığımda çıkarım yamaçların en yükseğine
Alırım saçlarının burcu, burcu kınalı kokusunu.
*
Ben Gavur Dağlarının yağız delikanlısı
Kâffelerde, barlarda söylemem nağmeleri yare
Mesajlaşacak, çeçleşecek telefonum yok
Bir ayna tutarım ceylanımın gözüne uzaklardan
Varlığımı hissettiririm seven yüreğine.
*
Ben Gavur Dağlarının yağız delikanlısı
İnternet Kâffeler, sahiller, rıhtımlar değil mekânım
Gelir diye sevgilim çeşmelerde, pınarlarda beklerim
Lüks odaları, yatlar, kotralar değil de
Meşe, ardıç, çınar gölgeleridir ağırlama yerim.
*
Ben Gavur Dağlarının yağız delikanlısı
Sahildeki kumsala, camdaki buhara yazmam yazımı
Gözyaşlarımı mürekkep, yüreğimi kalem yaparım
Yapmacık sözlerle değil, yüreğimden gelen duygularımı
Kazarım benliğime hançerle nakış, nakış.
*
Ben Gavur Dağlarının yağız delikanlısı
Bende sevgi, sevgili bir anlık heves değil
Ayakkabı misali çıkartılıp atılmaz
Sonsuza dek sadakat, sonsuza dek bağlılık
Ölünce gerçek olur bizlerdeki ayrılık.
22.01.2012
22.13
Kayıt Tarihi : 23.1.2012 12:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!