Yanmak; düşmeden vehmin kucağına
Gözüne, hükmeden aklın başındayken
Toprağa değmeden daha, etin ve kemiğinle
Cehennem olmadan, için için tutuşmak!
Kalmak; soğuk ve içine işleyen tanımsızlıklara
Geberesiye çözülüp, parça parça dağılmak.
Misakın da ömrün, gölgeler gibi
Issızlığa, sessizce, usulen, çekildiğini anlamak!
Dumanı, henüz başında nar gibi ateşin
Yüreğinden! Söküp aldığı;
Bir kanser gibi çaresiz yapraklarını döken!
Sonbaharı gibi vücuda ansızın saplanmış
Nice ateşi var ömrün, cehennemden önce.
Destine girdiğin olur ziyanı hiç sormaz
Bir av gibi düşen pençesine, ceylan neki!
Öyle bir avcı...
Dişleri, döşünde kemiğin kırılmak!
Ufalandığın o anda silseydi ömürden
Belki;
Bıraktığın her parça cehennem olmaz
Ateşler içinde seni, yakmazdı böyle.
Yanmak; düşmeden vehmin kucağına
Gözüne, hükmeden aklın başındayken
Ruhun çıkmadan daha, daha çok çok evvel
Nice ateşi var ömrün, cehennemden önce.
— Nice ateşi var ömrün!
— Cehennemden önce.
Kayıt Tarihi : 21.8.2013 21:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!